92406 kayıt bulundu.
1. `çiftçilik yapan veya çalışan aç kalmaz` anlamında kullanılan bir söz
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Kayışkıran
Telaffuz : saba'nkıran
1. nesnesiz , nesnesiz , argo , argo , nesnesiz , nesnesiz , argo , argo , Aptal, alık, şaşkın duruma gelmek, aptallaşmak
1. isim , isim , isim , isim , Çankırı iline bağlı ilçelerden biri
Özel: Evet
Telaffuz : şa:ba'nözü
1. isim , isim , isim , isim , Küçük çocuk
1. İki yaşında bir sabi masumluğuyla annemin yanına gidecek ve dizlerine kapanacaktır.
1. İki yaşında bir sabi masumluğuyla annemin yanına gidecek ve dizlerine kapanacaktır.
Lisan : Arapça ṣabī
Telaffuz : sabi:
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Geçen, önceki, eski
1. Yorucu çalışmalar sonunda sabık bakanların ne derece hüner sahibi olduklarını tespit etmiştir.
1. Yorucu çalışmalar sonunda sabık bakanların ne derece hüner sahibi olduklarını tespit etmiştir.
Lisan : Arapça sābiḳ
Telaffuz : sa:bık
sabıka kaydı
1. isim , isim , isim , isim , Geçmiş bulunan şey, geçmiş bulunan olay
2. hukuk , hukuk , hukuk , hukuk , Geçmişte işlenmiş, mahkemece ispatlanıp cezalandırılmış olan suç
1. Üstelik sabıkası olduğu için iş bulması daha da güçtür.
1. Üstelik sabıkası olduğu için iş bulması daha da güçtür.
Lisan : Arapça sābiḳa
Telaffuz : sa:bıka
1. isim , isim , hukuk , hukuk , isim , isim , hukuk , hukuk , Adli sicilden verilen bilgiye göre bir kimsenin sabıka durumunu gösteren yazı
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Sabıkası olan
1. Bugün medeniyet ve insaniyetin düşmanları olan canileri, sabıkalıları o arıyor, o takip ediyor, o buluyor.
1. Bugün medeniyet ve insaniyetin düşmanları olan canileri, sabıkalıları o arıyor, o takip ediyor, o buluyor.
sabır taşı, sarısabır, sabretmek, sabreylemek, karınca sabrı
1. isim , isim , isim , isim , Acı, yoksulluk, haksızlık vb. üzücü durumlar karşısında ses çıkarmadan onların geçmesini bekleme erdemi, dayanç
1. Annem pek yorgun bir saatinde değilse bu tutturmalarıma sabır gösterirdi.
1. Annem pek yorgun bir saatinde değilse bu tutturmalarıma sabır gösterirdi.
2. Olacak veya gelecek bir şeyi telaş göstermeden bekleme
Lisan : Arapça ṣabr
1. `sabır zor bir iştir ancak güzel sonuçları vardır` anlamında kullanılan bir söz
1. isim , isim , isim , isim , Çok sabırlı kimse
1. Tam iki saat orada sabır taşı gibi sesini çıkarmadan çubuğunun dumanlarını seyretti.
1. Tam iki saat orada sabır taşı gibi sesini çıkarmadan çubuğunun dumanlarını seyretti.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Sabır gösteren, katlanan, sabreden
1. Halim, adı üstünde sabırlı bir adamdır.
1. Halim, adı üstünde sabırlı bir adamdır.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Sabır göstermeyen, sabrı olmayan
1. Arada kaybettiği zamanı telafi etmek istercesine atak ve sabırsızdı.
1. Arada kaybettiği zamanı telafi etmek istercesine atak ve sabırsızdı.
2. Aceleci
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Sabırsız bir biçimde
1. Bir gün bol çıngıraklı atları sabırsızca kişneyen bir yaylı, kapımızın önünde durdu.
1. Bir gün bol çıngıraklı atları sabırsızca kişneyen bir yaylı, kapımızın önünde durdu.
Telaffuz : sabırsı'zca