Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
saba
Anlamı:

1. isim , isim , müzik , müzik , isim , isim , müzik , müzik , Klasik Türk müziğinde bir birleşik makam


Lisan : Arapça ṣabā

Telaffuz : saba:

saba

İlgili Kelimeler:

saba rüzgârı, badısaba

Anlamı:

1. isim , isim , meteoroloji , meteoroloji , isim , isim , meteoroloji , meteoroloji , Sabah yeli


Lisan : Arapça ṣabā

Telaffuz : saba:

saba rüzgârı
Anlamı:

1. isim , isim , meteoroloji , meteoroloji , isim , isim , meteoroloji , meteoroloji , Sabah yeli


sababuselik
Anlamı:

1. isim , isim , müzik , müzik , isim , isim , müzik , müzik , Klasik Türk müziğinde bir birleşik makam


Lisan : Arapça ṣabā + Farsça bū-selīk

Telaffuz : saba:bu:selik

sabah

İlgili Kelimeler:

sabah akşam, sabah ezanı, sabah kahvaltısı, sabah keyfi, sabah koşusu, sabah namazı, sabah sabah, sabah vakti, sabah yeli, sabahyıldızı, sabaha doğru, sabaha karşı, sabahın körü, çınsabah, selam sabah, ertesi sabah hapı, akşama sabaha, akşamlı sabahlı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sabah ezanı

2. Sabah namazı

Örnek:

1. Sabahı kıldım.

1. Sabahı kıldım.

3. zarf , zarf , zarf , zarf , Sabahleyin

Örnek:

1. Her sabah, şimdi limanda demirli duran bu gemide uyanacaklardı.

1. Her sabah, şimdi limanda demirli duran bu gemide uyanacaklardı.

4. zarf , zarf , zarf , zarf , Güneşin doğduğu andan öğleye kadar geçen zaman

Örnek:

1. Bütün ev işlerini sabah bitirdim.

1. Bütün ev işlerini sabah bitirdim.


Lisan : Arapça ṣabāḥ

Telaffuz : saba:hı

sabah akşam
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Her vakit, daima, sürekli, devamlı

Örnek:

1. Sorunu kendisi yaratmış, kendisi ortaya atmıştı, sabah akşam bunu düşünüyor, bunu konuşuyordu.

1. Sorunu kendisi yaratmış, kendisi ortaya atmıştı, sabah akşam bunu düşünüyor, bunu konuşuyordu.


sabah ezanı
Anlamı:

1. isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , Sabah namazının vaktinin geldiğini bildirmek için okunan ezan

Örnek:

1. Emirgân Camiinden yankılanan sabah ezanını duydular.

1. Emirgân Camiinden yankılanan sabah ezanını duydular.


sabah kahvaltısı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sabah vakti yenilen yemek


sabah keyfi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sabahleyin geç kalkma, yatak keyfi yapma


sabah koşusu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sabahleyin spor amacıyla yapılan koşu


sabah namazı
Anlamı:

1. isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , Sabah vakti kılınan namaz


sabah ola, hayrola
Anlamı:

1. `sabah olsun, o vakte kadar iş belki düzelir` anlamında kullanılan bir söz

Örnek:

1. Bu koskoca şehirde açlıktan ölecek değilim ya? Sabah ola, hayrola. Bir çaresini bulurum elbet.

1. Bu koskoca şehirde açlıktan ölecek değilim ya? Sabah ola, hayrola. Bir çaresini bulurum elbet.


sabah sabah
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Sabahın uygunsuz bir zamanında

Örnek:

1. Nerelerdesiniz, İhsan Bey? Hem sabah sabah iki ayağımı bir pabuca sokuyorsunuz hem ortalarda görünmüyorsunuz.

1. Nerelerdesiniz, İhsan Bey? Hem sabah sabah iki ayağımı bir pabuca sokuyorsunuz hem ortalarda görünmüyorsunuz.


sabah vakti
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Sabahleyin


sabah yeli
Anlamı:

1. isim , isim , meteoroloji , meteoroloji , isim , isim , meteoroloji , meteoroloji , Sabahleyin gün doğusundan esen hafif ve yumuşak yel, esin, saba, saba rüzgârı

Örnek:

1. Acaba sabah yeli miydi o pencerede ucuz patiska perdeyi yelpirdeten?

1. Acaba sabah yeli miydi o pencerede ucuz patiska perdeyi yelpirdeten?


sabaha
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Yarın sabah


sabaha çıkmamak
Anlamı:

1. sabaha kadar yaşayamamak, sabahtan önce ölmek

Örnek:

1. Zavallı sabaha çıkmazsa eğer, bil ki benim yüzümden.

1. Zavallı sabaha çıkmazsa eğer, bil ki benim yüzümden.


sabaha doğru
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Sabaha karşı


sabaha kadar
Anlamı:

1. bütün gece boyunca


sabaha karşı
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Gecenin sabaha yakın zamanında, sabaha doğru

Örnek:

1. Bir sabaha karşı yine çakal sesleriyle uyanmıştım.

1. Bir sabaha karşı yine çakal sesleriyle uyanmıştım.


sabahçı

İlgili Kelimeler:

sabahçı kahvesi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Nöbeti sabaha doğru olan veya sabaha rastlayan kimse

2. Uyumadan sabahı bulan kimse

3. İkili öğretim yapan okullarda öğleden önce ders gören öğrenci, öğlenci karşıtı


sabahçı kahvesi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sabaha kadar açık kalan kahve

2. Sabaha karşı açılan kahve


sabahçılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sabahçı olma durumu


sabahı bulmak (veya etmek)
Anlamı:

1. sabahlamak

Örnek:

1. Hiç uyuyamadım. Her dakika gelip kaldıracaklar sanıyorum. Ama işte sabahı ettik.

1. Hiç uyuyamadım. Her dakika gelip kaldıracaklar sanıyorum. Ama işte sabahı ettik.

2. bir şey sabaha kadar sürmek


sabahı sabah etmek
Anlamı:

1. sabahın olmasını uyumadan sabırsızlıkla beklemek