92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , fizik , fizik , isim , isim , fizik , fizik , Sıvı, dağıtıcı yüzey, canlı vb.nin renklilik derecesini ölçme, kolorimetri
1. çamaşır rengi solmak
2. neşe, canlılık veya değişiklik kazandırmak
1. Bembeyaz bulutlar kırmızılaştı / Sonra yavaş yavaş deminki renksiz / Göklere renk veren bir ziya taştı / Açılırken hülyalı enginlere biz
1. Bembeyaz bulutlar kırmızılaştı / Sonra yavaş yavaş deminki renksiz / Göklere renk veren bir ziya taştı / Açılırken hülyalı enginlere biz
3. açık etmek
1. O fırsatta onu yererek göze girmeye çalışan birkaç tıynetsiz dalkavuk da elbet renk verdiler.
1. O fırsatta onu yererek göze girmeye çalışan birkaç tıynetsiz dalkavuk da elbet renk verdiler.
1. duygularını, düşüncelerini veya başka bir durumunu belli etmemek, bir şeyi bildiği hâlde bilmez gibi görünmek
1. Şaşırmış gibi yüzüme bakıyor ama renk vermiyor.
1. Şaşırmış gibi yüzüme bakıyor ama renk vermiyor.
1. isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , Güneş'in ışık yuvarını saran, yaklaşık 10.000 kilometre kalınlığındaki atmosfer katmanı, kromosfer
çiğ renkçi
1. isim , isim , isim , isim , Işığı, gölgeyi ve biçimleri renk yoluyla veren ressam
2. Renklendiren kimse
1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Bazı maddelerin rengini yok etmekte kullanılan kimyasal madde
Telaffuz : re'nkgideren
1. -i , -i , -i , -i , Renklendirme ihtimali veya imkânı bulunmak
2. Renklendirme becerisi bulunmak
1. isim , isim , isim , isim , Renk veren madde
2. Fotoğrafçılıkta renk yaratma işlemini yapan alet
3. kimya , kimya , kimya , kimya , Şeker, pasta, dondurma vb. besinlere organik veya inorganik olarak eklenen madde
1. isim , isim , isim , isim , Renklendirmek işi
2. sinema , sinema , sinema , sinema , Kimyasal işlemlerle tek renkli pozitif görüntüde değişik renkli sonuçlar elde etme
1. -i , -i , -i , -i , Bir şeyin renkli olmasını sağlamak
1. Arka kapak için, dünya karikatürleri için seçtiklerimi o istif eder, o sayfalandırır, o renklendirir.
1. Arka kapak için, dünya karikatürleri için seçtiklerimi o istif eder, o sayfalandırır, o renklendirir.
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Neşelendirmek, canlılık ve hareket kazandırmak
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Aniden renkli duruma gelmek
Telaffuz : renkleni'vermek
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Renkli duruma gelmek
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Canlılık, hareket kazanmak
renkli basın, renkli devrim, renkli film, renkli işitme, renkli televizyon, tek renkli
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Beyaz dışında başka rengi veya renkleri olan
1. Havaya renkli fişekler atıyordu.
1. Havaya renkli fişekler atıyordu.
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Neşeli, canlı, ilgi çekici
1. Masallar folklor bakımından da türkülerden daha seyyal ve ekseriya daha renkli olurlar.
1. Masallar folklor bakımından da türkülerden daha seyyal ve ekseriya daha renkli olurlar.
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Kendine özgü, ilginç, çarpıcı nitelikleri olan (kimse)
1. Renkli bir politikacı.
1. Renkli bir politikacı.
4. isim , isim , sinema , sinema , isim , isim , sinema , sinema , Doğadaki renkleri olduğu gibi görüntüye aktarmayı gözeten film
1. isim , isim , isim , isim , Eski Sovyet coğrafyasında Batı'dan destek alan iktidar değişikliği, kadife devrim
1. isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , Ses duyumu sırasında göze birtakım renklerin görünmesi durumu
1. isim , isim , isim , isim , Renkleri olduğu gibi ekrana yansıtan televizyon sistemi veya aleti