Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
renkölçer
Anlamı:

1. isim , isim , fizik , fizik , isim , isim , fizik , fizik , Bir sıvının renk derecesini ölçmeye yarayan araç, kolorimetre


Telaffuz : re'nkölçer

renksemez
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , fizik , fizik , sıfat , sıfat , fizik , fizik , Beyaz ışığı çözümlemeden veren, akromatik

2. biyoloji , biyoloji , biyoloji , biyoloji , Hücrede boyayı kabul etmeyen


renkser
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , fizik , fizik , sıfat , sıfat , fizik , fizik , Renklerle ilgili olan, kromatik


renksiz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Rengi olmayan

Örnek:

1. Islak topraklardan renksiz dumanlarla beraber keskin bir toprak kokusu yükseliyor.

1. Islak topraklardan renksiz dumanlarla beraber keskin bir toprak kokusu yükseliyor.

2. Solgun görünen, soluk

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Davranış ve düşünce yönünden belli bir niteliği olmayan

Örnek:

1. Geriye kalan üç dört yolcuya gelince bunlar lalettayin ve renksiz insanlardı.

1. Geriye kalan üç dört yolcuya gelince bunlar lalettayin ve renksiz insanlardı.


renksizlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Renksiz olma durumu

Örnek:

1. Bu açık ve soluk havanın renksizliği içinde adanın yeşillikleri kıyılara ve havaya yeşil kurşuni gölgeler salıyor.

1. Bu açık ve soluk havanın renksizliği içinde adanın yeşillikleri kıyılara ve havaya yeşil kurşuni gölgeler salıyor.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Kendini belirtecek, göze çarpıcı niteliği olmama durumu


renktaş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Aynı renkte olanlardan her biri


renktaşlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Aynı renge bağlı olma veya aynı rengi taşıma, renktaş olma durumu

2. bitki bilimi , bitki bilimi , bitki bilimi , bitki bilimi , Bir hayvanla yaşadığı ortamda renk benzerliği sağlayarak hayvanın görülmesini, hiç değilse insan gözüyle görülmesini zorlaştıran renk özdeşliği


renkten renge girmek
Anlamı:

1. korkudan veya utançtan yüzünün rengi değişmek, sıkılmak

Örnek:

1. Genç kız renkten renge giriyor, verecek cevap bulamıyordu.

1. Genç kız renkten renge giriyor, verecek cevap bulamıyordu.


renovasyon
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Onarım


Lisan : Fransızca rénovation

renyum
Anlamı:

1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Atom numarası 75, atom ağırlığı 186,2, yoğunluğu 21 olan ve 3150 °C'de eriyen, parlak beyaz renkte bir element (simgesi Re)


Lisan : Fransızca rhénium

Telaffuz : re'nyum

reomür
Anlamı:

1. isim , isim , fizik , fizik , isim , isim , fizik , fizik , Suyun buz tutması 0 °C, kaynaması 80 °C olarak esas alınıp ikisi arası seksen eşit parçaya bölünerek elde edilen sıcaklık birimi


Lisan : (Réaumure özel adından)

reorganizasyon
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yeniden düzenlenme


Lisan : Fransızca réorganisation

reosta
Anlamı:

1. isim , isim , fizik , fizik , isim , isim , fizik , fizik , Elektrik akımının şiddetini azaltıp çoğaltmaya yarayan araç, dimmer


Lisan : Fransızca rhéostat

Telaffuz : reo'sta

repertuvar
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir tiyatro kurulunun oynamak için seçip hazırlamış olduğu oyunların listesi

Örnek:

1. Atılacak bu ilk adımdan sonra repertuvar meselesi kalır.

1. Atılacak bu ilk adımdan sonra repertuvar meselesi kalır.

2. Bir oyuncunun ezberlediği ve oynadığı rollerin listesi

Örnek:

1. Repertuvarında bir tek piyes vardı denilebilir.

1. Repertuvarında bir tek piyes vardı denilebilir.

3. Birikim

Örnek:

1. Evrenin zengin repertuvarı onun tükenmez ilham kaynağıdır.

1. Evrenin zengin repertuvarı onun tükenmez ilham kaynağıdır.

4. müzik , müzik , müzik , müzik , Dağarcık


Lisan : Fransızca répertoire

replik
Anlamı:

1. isim , isim , tiyatro , tiyatro , isim , isim , tiyatro , tiyatro , Oyuncunun sözü karşısındakine bırakırken söyleyeceği son söz

Örnek:

1. Peş peşe sıralanan mizansen bozukluklarıyla, kötü okunan replikleriyle bu piyes baştan başa fiyaskoydu.

1. Peş peşe sıralanan mizansen bozukluklarıyla, kötü okunan replikleriyle bu piyes baştan başa fiyaskoydu.

2. Diğer oyuncunun sözüne göre verilmesi gereken karşılık


Lisan : Fransızca réplique

replik almak
Anlamı:

1. oyuncunun karşısındakinden kendi yapacağı espriye hazırlık mahiyetinde bir söz veya cümle almak

Örnek:

1. Spritüel dostum Pişekâr'ından dişi bir replik almış bir Kavuklu kadar sevinçli, gülümsedi.

1. Spritüel dostum Pişekâr'ından dişi bir replik almış bir Kavuklu kadar sevinçli, gülümsedi.


repo
Anlamı:

1. isim , isim , ekonomi , ekonomi , isim , isim , ekonomi , ekonomi , Bankalar arası işlemlerde bir gecelik faiz uygulaması

2. Faiz


Telaffuz : re'po

repocu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Parasını repoyla değenlendiren kimse

2. Bankada repo işiyle uğraşan görevli


repoculuk
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Repocu olma durumu


reprodüksiyon
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çoğaltma


Lisan : Fransızca reproduction

Reşadiye
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tokat iline bağlı ilçelerden biri


Özel: Evet

Telaffuz : reşa:diye

resen
Anlamı:

1. zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , Kendi başına, kendiliğinden

2. Bağımsız olarak, kimseye bağlı olmaksızın

Örnek:

1. Cumhurbaşkanının resen imzaladığı kararlar ve emirler aleyhine ... yargı mercilerine başvurulamaz.

1. Cumhurbaşkanının resen imzaladığı kararlar ve emirler aleyhine ... yargı mercilerine başvurulamaz.


Lisan : Arapça reʾsen

Telaffuz : re:sen

resepsiyon
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kabul, kabul etme

2. Kabul töreni

3. Kabul yeri

4. Kabul yerinde çalışan kimselerin tümü


Lisan : Fransızca réception

reseptör
Anlamı:

1. isim , isim , fizik , fizik , isim , isim , fizik , fizik , Almaç


Lisan : Fransızca récepteur

resesif
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , biyoloji , biyoloji , sıfat , sıfat , biyoloji , biyoloji , Çekinik


Lisan : Fransızca récessif