Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
ovalamak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Ellerini bir şeye veya birbirine sürtmek

Örnek:

1. Kocası okurken gözleriyle satırları takip ediyor, elleriyle boncuk çantasını ovalıyordu.

1. Kocası okurken gözleriyle satırları takip ediyor, elleriyle boncuk çantasını ovalıyordu.

2. Sertçe ovmak

Örnek:

1. Çok geceler gözlerimi ovalaya ovalaya uykumu dağıtmaya çalışır, kendimi güç tutarak verilen işleri yapmaya uğraşırdım.

1. Çok geceler gözlerimi ovalaya ovalaya uykumu dağıtmaya çalışır, kendimi güç tutarak verilen işleri yapmaya uğraşırdım.

3. Ezmek veya ufak parçalara ayırmak


ovalanma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ovalanmak işi


ovalanmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Ovalama işine konu olmak

2. Kendi kendini ovmak


ovalatma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ovalatmak işi


ovalatmak fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Ovalama işini yaptırmak


ovalı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Ovada yaşayan, ova halkından olan


ovalık
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Ovası olan, ovalarla kaplı

Örnek:

1. Ovalık memleket.

1. Ovalık memleket.


ovallik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Oval olma durumu


ovasız
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Ovası olmayan


ovdurma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ovdurmak işi


ovdurmak fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Ovma işini yaptırmak

Örnek:

1. Ara sıra boynunu, şakaklarını ovdururdu bana.

1. Ara sıra boynunu, şakaklarını ovdururdu bana.


övdürme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Övdürmek işi


övdürmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Övmek işini yaptırmak


ovdurtma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ovdurtmak işi


ovdurtmak fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Ovdurma işini yaptırmak


övebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Övebilmek işi


övebilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Övme ihtimali veya imkânı bulunmak


öveç
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , İki üç yaşındaki erkek koyun

Örnek:

1. Git kumandana söyle, öveç ise, ucuz olursa iki tane de benim için alsın, anladın mı?

1. Git kumandana söyle, öveç ise, ucuz olursa iki tane de benim için alsın, anladın mı?


overlok
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kumaş, halı, kilim vb.nin kenarına makine ile yapılan sıkı, zikzaklı dikiş


Lisan : İngilizce overlock

overlokçu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Overlok yapan kimse


overlokçuluk
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Overlok yapma işi


övgü
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Birini, bir şeyi övmek için söylenen söz veya yazılan yazı, methiye

Örnek:

1. İstanbul camilerinin övgüsü üstüne açtıkları konuşmalar bitmek bilmezdi.

1. İstanbul camilerinin övgüsü üstüne açtıkları konuşmalar bitmek bilmezdi.


övgücü
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Birini veya bir şeyi öven kimse, övücü

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Birini gereği yokken veya aşırı olarak öven kimse


övgücülük
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Övgücü olma durumu, övücülük


ovma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ovmak işi