Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
oturulmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Oturma işi yapılmak


oturum

İlgili Kelimeler:

açık oturum, birleşik oturum, gizli oturum, kapalı oturum

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir meclis veya kurulun çözümlenmesi gereken sorunları görüşüp tartışmak için yaptığı birleşimlerden her biri, celse

Örnek:

1. Onun adaylığı konuşulurken kıdemli doçent olarak ben de oturuma katılmıştım.

1. Onun adaylığı konuşulurken kıdemli doçent olarak ben de oturuma katılmıştım.

2. Bilimsel toplantıların aynı anda veya art arda gerçekleştirilen bölümlerinden her biri, seksiyon

3. Seans


oturup kalkmak
Anlamı:

1. hareket etmek

Örnek:

1. Daha ilk gecesinden karı lafı ile oturup kalkmaya başlarsa konu nereye varır?

1. Daha ilk gecesinden karı lafı ile oturup kalkmaya başlarsa konu nereye varır?


oturuş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Oturma işi

Örnek:

1. Başta delikanlılar, çoğunun oturuşunda bir büyüklenme var.

1. Başta delikanlılar, çoğunun oturuşunda bir büyüklenme var.


oturuşma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Oturuşmak işi


oturuşmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Yatışmak, hızı azalmak


oturuverme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Oturuvermek işi


oturuvermek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Ansızın veya çabucak oturmak

Örnek:

1. Bir sıçrayışta eyerin üzerine oturuverdi.

1. Bir sıçrayışta eyerin üzerine oturuverdi.


Telaffuz : oturu'vermek

ötüş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ötme işi

Örnek:

1. Oturmuş, ağustos böcekleriyle kurbağaların tatlı tatlı ötüşlerini dinliyorduk.

1. Oturmuş, ağustos böcekleriyle kurbağaların tatlı tatlı ötüşlerini dinliyorduk.


ötüşme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ötüşmek işi


ötüşmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , Birlikte veya karşılıklı ötmek

Örnek:

1. Bir dakika evvel yaprakların arasında ötüşen kuşlar susuyor, gece oluyordu.

1. Bir dakika evvel yaprakların arasında ötüşen kuşlar susuyor, gece oluyordu.


otuz

İlgili Kelimeler:

otuzbeşlik, otuz kere, üç otuzunda

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yirmi dokuzdan sonra gelen sayının adı

2. Bu sayıyı gösteren 30 ve XXX rakamlarının adı

3. sıfat , sıfat , matematik , matematik , sıfat , sıfat , matematik , matematik , Üç kere on, yirmi dokuzdan bir artık


otuz iki dişe keman çaldırmak
Anlamı:

1. içecek çok soğuk olmak


otuz kere
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Pek çok, tekrar tekrar, çok kez, defalarca


otuzar
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Otuz sayısının üleştirme sayı sıfatı

2. Her defasında otuzu bir arada, her birine otuz


otuzarlı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Otuzar otuzar sıralanmış

2. Her biri otuz birimden oluşan


otuzbeşlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İçinde sıvı maddelerden, 0,35 cl ölçüsünde bulunan şişe

2. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Küçük rakı


Telaffuz : otu'zbeşlik

otuzluk
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yaşı otuz civarında olan

2. İçinde otuz adet bulunan

3. Otuz lira değerinde olan


otuzuncu
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Otuz sayısının sıra sıfatı, sırada yirmi dokuzuncudan sonra gelen


otyiyenler
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bitki yiyerek beslenenler


Telaffuz : o'tyiyenler

outlet center
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , 343 indirim merkezi


Lisan : İngilizce outlet center

ova
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çevrelerine göre çukurda kalmış, çoğunlukla alüvyonla örtülü, eğimi az, akarsuların derine gömülmediği, geniş veya dar düzlük, yazı

Örnek:

1. Birdenbire, ovaların sessizliği içinde dalga dalga yükselen bir türkü başladı.

1. Birdenbire, ovaların sessizliği içinde dalga dalga yükselen bir türkü başladı.


Ovacık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Karabük iline bağlı ilçelerden biri

2. Tunceli iline bağlı ilçelerden biri


Özel: Evet

Telaffuz : ova'cığı

oval
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yumurta biçiminde olan, yumurtamsı, söbe, beyzi

2. matematik , matematik , matematik , matematik , Özellikle elips gibi iki simetri ekseni olan kapalı eğrinin oluşturduğu şekil


Lisan : Fransızca ovale

Telaffuz : l ince okunur

ovalama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ovalamak işi

Örnek:

1. Alnına ve şakaklarına soğuk su serperek başını ovalamaya devam etti.

1. Alnına ve şakaklarına soğuk su serperek başını ovalamaya devam etti.