Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
ötümlü

İlgili Kelimeler:

ötümlü ünsüz

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , dil bilgisi , dil bilgisi , sıfat , sıfat , dil bilgisi , dil bilgisi , Yumuşak


ötümlü ünsüz
Anlamı:

1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Yumuşak ünsüz


ötümlüleşme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yumuşama


ötümlüleşmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , dil bilgisi , dil bilgisi , nesnesiz , nesnesiz , dil bilgisi , dil bilgisi , Yumuşak duruma gelmek


ötümlülük
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yumuşak olma durumu


ötümsüz

İlgili Kelimeler:

ötümsüz ünsüz

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , dil bilgisi , dil bilgisi , sıfat , sıfat , dil bilgisi , dil bilgisi , Sert


ötümsüz ünsüz
Anlamı:

1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Sert ünsüz


ötümsüzleşme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sertleşme


ötümsüzleşmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , dil bilgisi , dil bilgisi , nesnesiz , nesnesiz , dil bilgisi , dil bilgisi , Sert duruma gelmek


ötümsüzlük
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sert olma durumu


oturabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Oturabilmek işi


oturabilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Oturma ihtimali veya imkânı bulunmak

Örnek:

1. Nereye oturabilirim diye bakınırken Metin kapıyı kilitleyip yanıma geliyor.

1. Nereye oturabilirim diye bakınırken Metin kapıyı kilitleyip yanıma geliyor.


oturacak
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sandalye, tabure, kanepe gibi üstüne oturulan şey


oturak

İlgili Kelimeler:

oturak âlemi, oturak kündesi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Oturulacak yer veya şey

2. Alçak iskemle

Örnek:

1. Üstüne konulan tandır oturağı çok kalın ve çok sağlam tahtadan fırınlanarak yapılmıştı.

1. Üstüne konulan tandır oturağı çok kalın ve çok sağlam tahtadan fırınlanarak yapılmıştı.

3. Bir şeyin yere gelen tarafı, taban

4. Ördek

5. İçkili, çalgılı ve kadınlı eğlenti

6. Boru mengenesinin tezgâha oturduğu ve vidalandığı bölüm

7. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bacaklarında veya başka bir yerinde, gezmesine engel olacak bir özrü olduğundan hep evde oturan (kimse), kötürüm

8. denizcilik , denizcilik , denizcilik , denizcilik , Kürekli teknelerde kürekçilerin oturduğu enli tahta


oturak âlemi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Anadolu'nun bazı yörelerinde, sadece erkeklerin katıldığı, çalgılı, kadın oynatılan içkili toplantı

Örnek:

1. Dillere destan olan oturak âlemlerinde göbeği atan, erkek değil, kadındır.

1. Dillere destan olan oturak âlemlerinde göbeği atan, erkek değil, kadındır.


oturak kündesi
Anlamı:

1. isim , isim , spor , spor , isim , isim , spor , spor , Güreşte bir elin arkadan iki bacak arasından, ötekinin de önden getirilerek kasık üzerinde kilitlenmesi biçimindeki kündeleme

Örnek:

1. Biraz savaştıktan sonra bir oturak kündesiyle çocuğu yere vurdum.

1. Biraz savaştıktan sonra bir oturak kündesiyle çocuğu yere vurdum.


oturakalma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Oturakalmak işi


oturakalmak fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -de , -de , -e , -e , -de , -de , Oturup kalmak

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Yerleşmek

Örnek:

1. Acaba büyük, güzel, kahverengi gözlerine oturakalmış hüzünden dolayı mı...

1. Acaba büyük, güzel, kahverengi gözlerine oturakalmış hüzünden dolayı mı...


Telaffuz : otura'kalmak

oturaklı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Sağlam, gösterişli

Örnek:

1. Çoğu dört köşe, kalın, oturaklı olan Arap üslubu minareler o ruhaniliği vermez.

1. Çoğu dört köşe, kalın, oturaklı olan Arap üslubu minareler o ruhaniliği vermez.

2. Yerinde sağlam duran

3. Doğal yapısına, amacına uygun

4. Yerinde ve sırasında söylenen, çarpıcı (söz)

5. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Saygı uyandıran, ağırbaşlı (kimse)

Örnek:

1. Seçmenleriniz sizin daha bir oturaklı, daha bir ağırbaşlı, daha bir ölçülü olmanızı isterler.

1. Seçmenleriniz sizin daha bir oturaklı, daha bir ağırbaşlı, daha bir ölçülü olmanızı isterler.


oturaklılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Oturaklı olma durumu


oturma

İlgili Kelimeler:

oturma belgesi, oturma duvarı, oturma grevi, oturma grubu, oturma izni, oturma mobilyası, oturma odası

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Oturmak işi

Örnek:

1. Bu saat, kendimi bildim bileli sofraya oturma saatimizdir.

1. Bu saat, kendimi bildim bileli sofraya oturma saatimizdir.

2. Kısa süre için konukluğa gitme

Örnek:

1. Yemeğini yedikten sonra gece Vehbi dedeye oturmaya gitti.

1. Yemeğini yedikten sonra gece Vehbi dedeye oturmaya gitti.


oturma belgesi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bazı ülkelerde çalışan veya ticaret yapan kimselere verilen oturma izni belgesi


oturma duvarı
Anlamı:

1. isim , isim , mimarlık , mimarlık , isim , isim , mimarlık , mimarlık , Oturmalık


oturma grevi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir isteği gerçekleştirmek amacıyla, işçilerin iş yerlerinden ayrılmaksızın görev yapmaktan kaçınmaları


oturma grubu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Koltuk, kanepe, sandalye, kolçaklı sandalye, sallanan koltuk vb. mobilyalardan oluşan takım