92406 kayıt bulundu.
ötümlü ünsüz
1. sıfat , sıfat , dil bilgisi , dil bilgisi , sıfat , sıfat , dil bilgisi , dil bilgisi , Yumuşak
1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Yumuşak ünsüz
1. nesnesiz , nesnesiz , dil bilgisi , dil bilgisi , nesnesiz , nesnesiz , dil bilgisi , dil bilgisi , Yumuşak duruma gelmek
ötümsüz ünsüz
1. sıfat , sıfat , dil bilgisi , dil bilgisi , sıfat , sıfat , dil bilgisi , dil bilgisi , Sert
1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Sert ünsüz
1. nesnesiz , nesnesiz , dil bilgisi , dil bilgisi , nesnesiz , nesnesiz , dil bilgisi , dil bilgisi , Sert duruma gelmek
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Oturma ihtimali veya imkânı bulunmak
1. Nereye oturabilirim diye bakınırken Metin kapıyı kilitleyip yanıma geliyor.
1. Nereye oturabilirim diye bakınırken Metin kapıyı kilitleyip yanıma geliyor.
oturak âlemi, oturak kündesi
1. isim , isim , isim , isim , Oturulacak yer veya şey
2. Alçak iskemle
1. Üstüne konulan tandır oturağı çok kalın ve çok sağlam tahtadan fırınlanarak yapılmıştı.
1. Üstüne konulan tandır oturağı çok kalın ve çok sağlam tahtadan fırınlanarak yapılmıştı.
3. Bir şeyin yere gelen tarafı, taban
4. Ördek
5. İçkili, çalgılı ve kadınlı eğlenti
6. Boru mengenesinin tezgâha oturduğu ve vidalandığı bölüm
7. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bacaklarında veya başka bir yerinde, gezmesine engel olacak bir özrü olduğundan hep evde oturan (kimse), kötürüm
8. denizcilik , denizcilik , denizcilik , denizcilik , Kürekli teknelerde kürekçilerin oturduğu enli tahta
1. isim , isim , isim , isim , Anadolu'nun bazı yörelerinde, sadece erkeklerin katıldığı, çalgılı, kadın oynatılan içkili toplantı
1. Dillere destan olan oturak âlemlerinde göbeği atan, erkek değil, kadındır.
1. Dillere destan olan oturak âlemlerinde göbeği atan, erkek değil, kadındır.
1. isim , isim , spor , spor , isim , isim , spor , spor , Güreşte bir elin arkadan iki bacak arasından, ötekinin de önden getirilerek kasık üzerinde kilitlenmesi biçimindeki kündeleme
1. Biraz savaştıktan sonra bir oturak kündesiyle çocuğu yere vurdum.
1. Biraz savaştıktan sonra bir oturak kündesiyle çocuğu yere vurdum.
1. -e , -e , -de , -de , -e , -e , -de , -de , Oturup kalmak
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Yerleşmek
1. Acaba büyük, güzel, kahverengi gözlerine oturakalmış hüzünden dolayı mı...
1. Acaba büyük, güzel, kahverengi gözlerine oturakalmış hüzünden dolayı mı...
Telaffuz : otura'kalmak
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Sağlam, gösterişli
1. Çoğu dört köşe, kalın, oturaklı olan Arap üslubu minareler o ruhaniliği vermez.
1. Çoğu dört köşe, kalın, oturaklı olan Arap üslubu minareler o ruhaniliği vermez.
2. Yerinde sağlam duran
3. Doğal yapısına, amacına uygun
4. Yerinde ve sırasında söylenen, çarpıcı (söz)
5. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Saygı uyandıran, ağırbaşlı (kimse)
1. Seçmenleriniz sizin daha bir oturaklı, daha bir ağırbaşlı, daha bir ölçülü olmanızı isterler.
1. Seçmenleriniz sizin daha bir oturaklı, daha bir ağırbaşlı, daha bir ölçülü olmanızı isterler.
oturma belgesi, oturma duvarı, oturma grevi, oturma grubu, oturma izni, oturma mobilyası, oturma odası
1. isim , isim , isim , isim , Oturmak işi
1. Bu saat, kendimi bildim bileli sofraya oturma saatimizdir.
1. Bu saat, kendimi bildim bileli sofraya oturma saatimizdir.
2. Kısa süre için konukluğa gitme
1. Yemeğini yedikten sonra gece Vehbi dedeye oturmaya gitti.
1. Yemeğini yedikten sonra gece Vehbi dedeye oturmaya gitti.
1. isim , isim , isim , isim , Bazı ülkelerde çalışan veya ticaret yapan kimselere verilen oturma izni belgesi
1. isim , isim , mimarlık , mimarlık , isim , isim , mimarlık , mimarlık , Oturmalık
1. isim , isim , isim , isim , Bir isteği gerçekleştirmek amacıyla, işçilerin iş yerlerinden ayrılmaksızın görev yapmaktan kaçınmaları
1. isim , isim , isim , isim , Koltuk, kanepe, sandalye, kolçaklı sandalye, sallanan koltuk vb. mobilyalardan oluşan takım