Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
önü sıra
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Önünden, çok uzak olmayan bir aralıkla


önü sıra gitmek
Anlamı:

1. önünde yürümek

Örnek:

1. Bir gün önüm sıra giden bir genç çocuk, ıslıkla bir şeyler çalmaya başladı.

1. Bir gün önüm sıra giden bir genç çocuk, ıslıkla bir şeyler çalmaya başladı.


onulma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Onulmak işi


onulmak fiil
Anlamı:

1. -den , -den , -den , -den , Onma işine konu olmak

Örnek:

1. Ağır ve onulmaz hastalıklar için yapılan tedavi, bir iyilik şeklinde görünse bile, azabı devam ettirmekten başka bir netice vermiyor.

1. Ağır ve onulmaz hastalıklar için yapılan tedavi, bir iyilik şeklinde görünse bile, azabı devam ettirmekten başka bir netice vermiyor.


onum
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kötü bir durumdan kurtulma


onuncu
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , On sayısının sıra sıfatı, sırada dokuzuncudan sonra gelen


onunculuk
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Onuncu olma durumu


önünde ardında gidilmez
Anlamı:

1. `arkadaşlığına güvenilmez` anlamında kullanılan bir söz


önünde sonunda
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Mutlaka

Örnek:

1. Demek bu bile bizi önünde sonunda evliliğe götürecekti?

1. Demek bu bile bizi önünde sonunda evliliğe götürecekti?

2. Nihayetinde, en sonunda


önünden
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , -den biraz önce


önüne arkasına bakmadan
Anlamı:

1. iyi hesap etmeden, düşüncesizce


önüne bakmak
Anlamı:

1. utanmak, utancından cevap vermemek

Örnek:

1. Önüne bakmıştı Mevlüt, ne diyeceğini bilemeden.

1. Önüne bakmıştı Mevlüt, ne diyeceğini bilemeden.


önüne bir kemik atmak
Anlamı:

1. ağzına bir kemik atmak


önüne çıkmak
Anlamı:

1. rastlaşmak, karşılaşmak, karşısına çıkmak

Örnek:

1. Neden hiçbir korsan filosu önümüze çıkamadı?

1. Neden hiçbir korsan filosu önümüze çıkamadı?

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , ilk defa görmek, yüz yüze gelmek

Örnek:

1. Kim olursa olsun önüme çıkanla yeniden evleneceğim.

1. Kim olursa olsun önüme çıkanla yeniden evleneceğim.

3. yolunu kesmek için birdenbire karşı durmak

Örnek:

1. Kasabaya kömür indiren dağ köylülerinin önlerine çıkıp yol kesen haydutlar.

1. Kasabaya kömür indiren dağ köylülerinin önlerine çıkıp yol kesen haydutlar.


önüne dikilmek
Anlamı:

1. gelip karşısında durmak, karşısına dikilmek

2. karşısındakine engel olmak istediğini söz veya davranışıyla göstermek


önüne düşmek
Anlamı:

1. birinin önünden yürümek

Örnek:

1. Adam hemen geldi, önüne düştü, konuşmadan evine vardılar.

1. Adam hemen geldi, önüne düştü, konuşmadan evine vardılar.

2. birine kılavuzluk etmek

Örnek:

1. Delikanlı Haydar ustanın önüne düştü, Hasip Bey'in evine geldiler.

1. Delikanlı Haydar ustanın önüne düştü, Hasip Bey'in evine geldiler.


önüne geçmek
Anlamı:

1. yolunu kesmek

2. önlemek

Örnek:

1. Bütün siyasi tedbirler öyle bir tehlikeli hareketin önüne geçmek için alınmıştı.

1. Bütün siyasi tedbirler öyle bir tehlikeli hareketin önüne geçmek için alınmıştı.


önüne gelen
Anlamı:

1. olur olmaz (kimse)

Örnek:

1. Mektep çocukları henüz dinlemesini biliyor, önüne gelen şiir yazma hevesine kapılarak gülünç olmuyordu.

1. Mektep çocukları henüz dinlemesini biliyor, önüne gelen şiir yazma hevesine kapılarak gülünç olmuyordu.


önüne geleni kapar, ardına geleni teper
Anlamı:

1. arsız, huysuz, geçimsiz kimseler için kullanılan bir söz


önüne katmak
Anlamı:

1. önden yürütüp kendisi ardı sıra gitmek

Örnek:

1. Hep birden ayağa kalktılar, bizi de önlerine kattılar, yola düştük.

1. Hep birden ayağa kalktılar, bizi de önlerine kattılar, yola düştük.


onunki
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Onun olan, onunla ilgili olan

2. zamir , zamir , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , zamir , zamir , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , Üçüncü kişinin karısından veya kocasından söz ederken kullanılan söz


önünü almak
Anlamı:

1. önlemek

Örnek:

1. En ucuz şekilde bu fesadın önünü almak için ne yapmak lazımsa söyleyiniz.

1. En ucuz şekilde bu fesadın önünü almak için ne yapmak lazımsa söyleyiniz.


Ön Takı : (bir şeyin)

önünü ardını düşünmemek
Anlamı:

1. sonucun ne olacağını hesaplamamak, ilerisini gerisini düşünmemek


önünü kesmek
Anlamı:

1. yolunu kesmek

2. akarsuyun akmasına engel olmak


onur

İlgili Kelimeler:

onur belgesi, onur kıtası, onur kurulu, onur üyesi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İnsanın kendine karşı duyduğu saygı, şeref, öz saygı, haysiyet, izzetinefis

2. Başkalarının gösterdiği saygının dayandığı kişisel değer, şeref, itibar

Örnek:

1. Çokbilmiş görünmek, onuruna toz kondurmak istemez.

1. Çokbilmiş görünmek, onuruna toz kondurmak istemez.


Lisan : Fransızca honneur