onluk bozma

Anlamı:

1. isim , isim , matematik , matematik , isim , isim , matematik , matematik , Onluğu, on tane birliğe çevirme

önlüklü

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Önlük giymiş olan

Örnek:

1. Beyaz önlüklü, doktor kılıklı adam ona yüksek sesle bir şeyler söylüyordu.

1. Beyaz önlüklü, doktor kılıklı adam ona yüksek sesle bir şeyler söylüyordu.

önlüklük

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Önlük yapmaya elverişli (kumaş)

onma

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Onmak durumu

onmadık

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Talihi yaver gitmeyen, başı beladan kurtulmayan

2. Bereketsiz

onmadık yılın yağmuru harman vakti yağar

Anlamı:

1. `zamanında olduğunda büyük yarar sağlayacak bir durum, zamanı geçtikten sonra gerçekleşirse zarar bile verebilir` anlamında kullanılan bir söz

onmak fiil

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Daha iyi bir duruma girmek, salah bulmak

Örnek:

1. Sakın kesme, yaş ağaca balta vuran el onmaz.

1. Sakın kesme, yaş ağaca balta vuran el onmaz.

2. Eksiği kalmayıp gönül ferahlığına ermek, mutlu olmak, mesut olmak

3. Hastalıktan, dertten kurtulmak, şifa bulmak, felah bulmak, iflah olmak

önolog

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Şarapla ve şarap yapımıyla ilgilenen kimse

Lisan : Fransızca oénologie

Telaffuz : l ince okunur

önoloji

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Şarapla ve şarap yapımıyla ilgilenen bilim dalı

Lisan : Fransızca oénologie

Telaffuz : l ince okunur

onomastik

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Özel adlar ve özellikle kişi adları bilimi

Lisan : Fransızca onomastique

onomatope

Anlamı:

1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Yansıma

Lisan : Fransızca onomatopée

onomatopeik

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , dil bilgisi , dil bilgisi , sıfat , sıfat , dil bilgisi , dil bilgisi , Yansımalı

Lisan : Fransızca onomatopéique

ons

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Genellikle gümüş, altın ve platin gibi kıymetli metallerin veya elmas, yakut gibi değerli taşların kütlelerinin ölçülmesi için kullanılan, Fransa'da 30,59 gr, İngiltere'de 28,349 gr ağırlığında bir ağırlık ölçüsü birimi

Lisan : Fransızca once

onsekiz

Anlamı:

1. isim , isim , spor , spor , isim , isim , spor , spor , Ceza alanı

Örnek:

1. Beykoz defansı direkten dönen topu, onsekiz dışına çıkarmaya uğraşıyordu

1. Beykoz defansı direkten dönen topu, onsekiz dışına çıkarmaya uğraşıyordu

Telaffuz : o'nsekiz

önsel

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , Hiçbir denemeye dayanmayan ve akıl yordamıyla bulunup ortaya konan, apriori

önsellik

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Önsel olma durumu

önsezi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hiçbir belirti yokken bir şeyin olacağını sezme, içe doğma, hissikablelvuku, altıncı duyu, altıncı his

Örnek:

1. Bir önsezi, benliğini derinden derine yokluyor kuruntusuna kapılmıştı.

1. Bir önsezi, benliğini derinden derine yokluyor kuruntusuna kapılmıştı.

2. felsefe , felsefe , felsefe , felsefe , Temellendirilmeyen duygu, verilmemiş olanın, bilinmeyenin, özellikle gelecekle ilgili olanın önceden duyulması

Telaffuz : ö'nsezi

önsezili

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Önsezisi olan

onsuz

Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , O olmaksızın

Örnek:

1. Onsuz kalınacak uzun günler ve geceleri nasıl geçirecektik?

1. Onsuz kalınacak uzun günler ve geceleri nasıl geçirecektik?

ontogenez

Anlamı:

1. isim , isim , biyoloji , biyoloji , isim , isim , biyoloji , biyoloji , Birey oluş

2. Organizmanın varoluşundaki genetik kodlarına dayanan gelişimi

Lisan : Fransızca ontogénèse

ontoloji

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Varlık bilimi

Lisan : Fransızca ontologie

Telaffuz : l ince okunur

ontolojik

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Varlık bilimi ile ilgili, varlık bilimine ait

Lisan : Fransızca ontologique

Telaffuz : l ince okunur

ontolojizm

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tanrı bilgisinin insan için doğal olduğunu ileri süren kuram

Lisan : Fransızca ontologisme

Telaffuz : l ince okunur

önü alınmak

Anlamı:

1. önlenmek

Örnek:

1. Yangının önü alındı.

1. Yangının önü alındı.

onu bunu bırak

Anlamı:

1. `bahane arama, mazeret ileri sürme` anlamında kullanılan bir söz