92406 kayıt bulundu.
1. yiyip içmekte veya davranışlarda aşırı gitmek
1. İyi yapılmış bir yemeği yerken ölçüyü kaçırmak, yine hastalık tetiklemektir.
1. İyi yapılmış bir yemeği yerken ölçüyü kaçırmak, yine hastalık tetiklemektir.
1. hiç olmazsa
1. Oldu olacak bunu makamla söyle de bari biraz eğlenelim.
1. Oldu olacak bunu makamla söyle de bari biraz eğlenelim.
1. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , `her şey olup bitti, iş işten geçti` anlamında kullanılan bir söz
1. `hoş olmayan, kötü birtakım olaylar oldu` anlamında kullanılan bir söz
1. Bize oldu olanlar!
1. Bize oldu olanlar!
1. isim , isim , isim , isim , Başkasına karışma fırsatı vermeden bir işi aceleye ve kargaşalığa getirip sonuca bağlama, olupbitti, emrivaki
1. geri dönülmesi güç veya olanaksız bir durum yaratmak, emrivaki yapmak
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Olabildiğince
1. Bu oyun oldukça geniş bir sahada taammüm etmiştir.
1. Bu oyun oldukça geniş bir sahada taammüm etmiştir.
Telaffuz : oldu'kça
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Oldum olası
1. Ben oldum bittim ağlamaya dayanamam.
1. Ben oldum bittim ağlamaya dayanamam.
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Eskiden beri, kendimi bildiğimden beri, oldum bittim, oldum olasıya
1. Biz bu meslek kusurundan oldum olası kendimizi kurtaramamışız ve hâlâ kurtaramamaktayız.
1. Biz bu meslek kusurundan oldum olası kendimizi kurtaramamışız ve hâlâ kurtaramamaktayız.
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Oldum olası
1. Pek sevinmez görünmek, bazı entelektüel bozuntularının oldum olasıya başvurdukları pis bir numaradır.
1. Pek sevinmez görünmek, bazı entelektüel bozuntularının oldum olasıya başvurdukları pis bir numaradır.
1. -i , -i , -i , -i , Öldürme ihtimali veya imkânı bulunmak
1. Çünkü bu tozun bir kaşığı koskoca bir öküzü öldürebildiğine göre, alt tarafı bir çocuk için onun beşte biri de yeterliydi.
1. Çünkü bu tozun bir kaşığı koskoca bir öküzü öldürebildiğine göre, alt tarafı bir çocuk için onun beşte biri de yeterliydi.
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Öldürürcesine
1. Zilzurna sarhoş gelir, gık diyeni öldüresiye dövermiş.
1. Zilzurna sarhoş gelir, gık diyeni öldüresiye dövermiş.
Telaffuz : öldüre'siye
1. sıfat , sıfat , dil bilgisi , dil bilgisi , sıfat , sıfat , dil bilgisi , dil bilgisi , Geçişli değilken bir ek katılarak geçişli duruma getirilen (fiil)
1. isim , isim , isim , isim , Öldürmek işi
1. Meğer eskiden öldürme vasıtası ne kadar az ve korunma çaresi ne kadar çokmuş.
1. Meğer eskiden öldürme vasıtası ne kadar az ve korunma çaresi ne kadar çokmuş.
1. -i , -i , -i , -i , Bir canlının hayatına son vermek
1. Beni öldürmek için birisi fazla bile / Ancak onun elinden çıkar böyle haile
1. Beni öldürmek için birisi fazla bile / Ancak onun elinden çıkar böyle haile
2. Bitkinin solarak kurumasına sebep olmak
1. Susuzluk çiçekleri öldürdü.
1. Susuzluk çiçekleri öldürdü.
3. Çok üzmek
1. Ölüm bir eve girince sağ kalanları da biraz öldürüyor.
1. Ölüm bir eve girince sağ kalanları da biraz öldürüyor.
4. Aşırı yormak
5. Boşuna geçmek
1. Bütün bir günü öldürdük.
1. Bütün bir günü öldürdük.
6. Ölmesine yol açmak
1. Bu adamı içki öldürdü.
1. Bu adamı içki öldürdü.
7. Sağlığını bozmak, rahatsızlık vermek
1. Bu hava bizi öldürüyor.
1. Bu hava bizi öldürüyor.
8. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Yok olmasına, ortadan kalkmasına, azalmasına yol açmak
1. Savaş birtakım sanayi kollarını öldürdü.
1. Savaş birtakım sanayi kollarını öldürdü.
9. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Etkisini ve gücünü azaltmak
1. Sırf kendi için okuyan, gezen, eğlenen bir aydın, kendini yaşarken öldürmüyor mu?
1. Sırf kendi için okuyan, gezen, eğlenen bir aydın, kendini yaşarken öldürmüyor mu?
10. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bazı şeylerin diriliğini, tazeliğini veya sertliğini gidermek
1. Soğanı tuzla ezip öldürmek.
1. Soğanı tuzla ezip öldürmek.
1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Öldürtme ihtimali veya imkânı bulunmak