92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , isim , isim , Orta kuşak kıtalarının batı kıyılarında, batı rüzgârlarının ve sıcak su akıntılarının etkisiyle gelişen bir iklim türü
1. isim , isim , isim , isim , Koyu mavi
2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu renkte olan
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , O gösterme sıfatı
1. Dedi gördüm ol habibin anasın
1. Dedi gördüm ol habibin anasın
2. zamir , zamir , zamir , zamir , O gösterme zamiri
1. birinin sözünden çıkmamak
Ön Takı : (birinin)
1. olabilir ki, belki
1. Ola ki bir oldubitti yaratmayı kendi çıkarlarına uygun görmüşlerdir.
1. Ola ki bir oldubitti yaratmayı kendi çıkarlarına uygun görmüşlerdir.
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Olabildiği kadar
1. Besbelli geniş, olabildiğince umursamaz görünmek istiyordu.
1. Besbelli geniş, olabildiğince umursamaz görünmek istiyordu.
2. Olduğu kadar
3. Yeterince
Telaffuz : olabildiği'nce
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Gerçekleşme imkânı bulunan, olur, mümkün, kabil
1. Olabilir her yola başvurdum.
1. Olabilir her yola başvurdum.
1. isim , isim , isim , isim , Olasılık, ihtimal, mümkünlük
1. Ölüm, olabilirliklere çekilen kesin bir çizgidir.
1. Ölüm, olabilirliklere çekilen kesin bir çizgidir.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Olma, gerçekleşme ihtimali veya imkânı bulunmak
1. Bizce enteresan değildir, ne zararlı ne faydalı olabilir.
1. Bizce enteresan değildir, ne zararlı ne faydalı olabilir.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Olması, yapılması uygun olan
1. Bu olacak iş mi?
1. Bu olacak iş mi?
2. isim , isim , isim , isim , Olma, gerçekleşme olasılığı bulunan şey
1. Olmuşa değil, olacağa bak!
1. Olmuşa değil, olacağa bak!
3. isim , isim , isim , isim , Olmasının önüne geçilemeyen durum
1. İş olacağına varır.
1. İş olacağına varır.
1. `insanın alnına yazılmış olan şeyler önlenemez` anlamında kullanılan bir söz
olağan dışı, olağanüstü
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Sık sık olan, olagelen, doğal, tabii, olmadık karşıtı
1. Dilimizi doğru yazmak, doğru konuşmak olağan değil ulusal bir görevdir.
1. Dilimizi doğru yazmak, doğru konuşmak olağan değil ulusal bir görevdir.
2. Alışılmış olan, normal
1. Mutluluğa, bolluğa alışmayacak, bunları olağan görmeyecek insan yoktur.
1. Mutluluğa, bolluğa alışmayacak, bunları olağan görmeyecek insan yoktur.
1. isim , isim , isim , isim , Olağanlaşmak durumu
1. Suat'ın bunca yıl düşman olduğu annesiyle ilişkisinin olağanlaşması o günlerde mi başlamıştır?
1. Suat'ın bunca yıl düşman olduğu annesiyle ilişkisinin olağanlaşması o günlerde mi başlamıştır?
olağanüstü hâl
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Alışılmıştan, benzerlerinden farklı olan, fevkalade
1. Bazı kentlerin, insanın üstünde olağanüstü bir etkisi oluyor.
1. Bazı kentlerin, insanın üstünde olağanüstü bir etkisi oluyor.
2. Beklenmedik bir zamanda yapılan, önceden tasarlanmamış olan, fevkalade
1. İlk önemli dedikodu, olağanüstü vergiler yüzünden çıkmış.
1. İlk önemli dedikodu, olağanüstü vergiler yüzünden çıkmış.
3. Harikulade
1. Kadın milletinin bu gibi ince hesaplarda olağanüstü bir kabiliyeti var.
1. Kadın milletinin bu gibi ince hesaplarda olağanüstü bir kabiliyeti var.
Telaffuz : olağa'nüstü