92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , isim , isim , Sıkıyönetimden önce, sonra veya bundan tamamen bağımsız olarak kanunla belirtilen olağanüstü yetkilerin sivil yönetime verilmesi ve kullanılması durumu
1. Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu olağanüstü hâl ilan edebilir.
1. Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu olağanüstü hâl ilan edebilir.
1. isim , isim , isim , isim , Olağanüstü olma durumu, fevkaladelik, harikuladelik
1. Bu yalılarda da Hıdırellez'i belirtir hiçbir olağanüstülük görülmüyordu.
1. Bu yalılarda da Hıdırellez'i belirtir hiçbir olağanüstülük görülmüyordu.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Öteden beri sürüp gelmek
1. Bu Doğu'da da olmuştur, Batı'da da olmuştur ve olagelmektedir.
1. Bu Doğu'da da olmuştur, Batı'da da olmuştur ve olagelmektedir.
2. Hep belli bir biçimde olmak
Telaffuz : ola'gelmek
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Olmasını önleyecek derecede güçlü engelleri bulunan, olanaksız, gayrimümkün
1. Havada uçmak, eskiden insan için olamaz sanılırdı.
1. Havada uçmak, eskiden insan için olamaz sanılırdı.
2. ünlem , ünlem , ünlem , ünlem , Hayret, şaşırma bildirmek için kullanılan bir söz
Telaffuz : ola'maz
1. meydana gelen olaylar, ortaya çıkan durum veya oluşan her şey
1. Biraz da etrafında olup bitenlere dikkat etsen iyi edersin.
1. Biraz da etrafında olup bitenlere dikkat etsen iyi edersin.
2. Uzun İhsan Efendi olan biteni çaresizlikle seyrediyordu.
2. Uzun İhsan Efendi olan biteni çaresizlikle seyrediyordu.
1. isim , isim , isim , isim , İmkân
1. Olanakların, olasılıkların bir sonu bulunabilirdi belki zamanla.
1. Olanakların, olasılıkların bir sonu bulunabilirdi belki zamanla.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Olma ihtimali bulunan, kabil
1. Onu dinledikten sonra olanaklı olduğunca ilişkimizi gizleyerek Mine'nin başına gelenleri anlatıyorum.
1. Onu dinledikten sonra olanaklı olduğunca ilişkimizi gizleyerek Mine'nin başına gelenleri anlatıyorum.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Olanağı olmayan, olma ihtimali bulunmayan, gayrimümkün, imkânsız
1. Belki zaman içinde düşünebilirdim. Ama artık olanaksız.
1. Belki zaman içinde düşünebilirdim. Ama artık olanaksız.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Olanaksız duruma gelmek, imkânsızlaşmak
1. Müttefikler karşı hücuma geçtikten sonra, milleti aynı masalla uyutmak olanaksızlaştı.
1. Müttefikler karşı hücuma geçtikten sonra, milleti aynı masalla uyutmak olanaksızlaştı.
1. isim , isim , isim , isim , Olanaksız olma durumu, imkânsızlık
1. Olanaksızlıklara karşın başarıya erenler büyük yetenekler ve çalışkanlıkta insanüstü denebilecek bir düzeyi gerçekleştirmiş olanlardır.
1. Olanaksızlıklara karşın başarıya erenler büyük yetenekler ve çalışkanlıkta insanüstü denebilecek bir düzeyi gerçekleştirmiş olanlardır.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bütün, elde bulunanın hepsi
1. Küçücük yaşta, büyüklüğün olanca gaileleri kendi üzerlerine yığılmış kimseler görülür.
1. Küçücük yaşta, büyüklüğün olanca gaileleri kendi üzerlerine yığılmış kimseler görülür.
1. isim , isim , felsefe , felsefe , isim , isim , felsefe , felsefe , Bilginin ancak olasılık değeri olduğunu, kesin doğrunun bilinemeyeceğini, bilginin yalnız olasılığa erişebileceğini ileri süren teoriye dayalı kuşkucu öğreti, probabilizm
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Olasılığa dayanan, belkili, ihtimalli, muhtemel
1. Olasılı hesaplarla böyle önemli işlere girişilemez.
1. Olasılı hesaplarla böyle önemli işlere girişilemez.
2. felsefe , felsefe , felsefe , felsefe , Belkili
olasılık hesabı
1. isim , isim , isim , isim , Bir şeyin olabilmesi durumu, olabilirlik, ihtimal
1. O gün biyolojicinin yazılı yapma olasılığı vardı.
1. O gün biyolojicinin yazılı yapma olasılığı vardı.
2. felsefe , felsefe , felsefe , felsefe , O zamana kadar yapılan deneylerle bir olayın ortaya çıkmasının beklenilmesi ancak yine de tam bir kesinliğin bulunmaması durumu
1. isim , isim , matematik , matematik , isim , isim , matematik , matematik , Bir olayın gerçekleşme ihtimalinin yüzdesini bulmaya yarayan kuralları inceleyen matematik dalı, ihtimaliyet hesabı, ihtimaller hesabı