Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
oksijenli su
Anlamı:

1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Hidrojen peroksidin (H2O2) sulu çözeltisi


oksijensiz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bileşiminde oksijen içermeyen


oksilit
Anlamı:

1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Suyla birleştiğinde oksijen açığa çıkaran, birleşiminde nikel ve bakır tozları bulunan sodyum ve potasyum peroksit


Lisan : Fransızca oxylithe

oksimoron
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Zıt anlamlı iki kelimenin bir arada kullanılması


Lisan : Fransızca oxymoron

oksit

İlgili Kelimeler:

bakır oksit, demir oksit, kalsiyum oksit, nitrik oksit, bazik oksitler

Anlamı:

1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Oksijenin bir element veya kökle birleşmesiyle oluşan madde


Lisan : Fransızca oxyde

oksitleme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Oksitlemek işi, yükseltgeme


oksitlemek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , kimya , kimya , -i , -i , kimya , kimya , Oksit durumuna getirmek, oksijenle birleştirmek, yükseltgemek


oksitlenme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Oksitlenmek işi, yükseltgenme


oksitlenmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , kimya , kimya , nesnesiz , nesnesiz , kimya , kimya , Oksijenle birleşerek oksit durumuna gelmek, yükseltgenmek


oksitli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bileşiminde oksit bulunan


oksiyür
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Sivrikuyruk


Lisan : Fransızca oxyure

öksürme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Öksürmek işi

Örnek:

1. Güldükten sonra hemen öksürmesinin de ilk önce sandığım gibi hastalık değil, bir nevi tik olduğu anlaşılıyordu.

1. Güldükten sonra hemen öksürmesinin de ilk önce sandığım gibi hastalık değil, bir nevi tik olduğu anlaşılıyordu.


öksürmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Solunum yolları zarlarının rahatsızlığı sebebiyle akciğerlerdeki havayı birdenbire ve gürültülü bir sesle dışarı vermek

Örnek:

1. Efendim, çocuk durmaz, koşar, terler, öksürür.

1. Efendim, çocuk durmaz, koşar, terler, öksürür.

2. Öksürtücü bir hastalığa tutulmuş olmak

Örnek:

1. Çocuk öksürüyor, sokağa çıkarmamalı.

1. Çocuk öksürüyor, sokağa çıkarmamalı.


öksürtme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Öksürtmek işi


öksürtmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Öksürmesini sağlamak


öksürük

İlgili Kelimeler:

öksürük otu, öksürük tıksırık, kuru öksürük

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ciğerlerdeki havanın, solunum organlarının kasılması ve zorlanmasıyla ağızdan gürültü ile çıkması

Örnek:

1. Trende herkes uyuyor, uzun bir öksürük silsilesi ve bazı iniltilerden başka ses yok.

1. Trende herkes uyuyor, uzun bir öksürük silsilesi ve bazı iniltilerden başka ses yok.

2. tıp , tıp , tıp , tıp , Üşütme gibi bir sebeple ortaya çıkan göğüs hastalığı

Örnek:

1. Sancılı bir öksürükle öksürerek ağlamaya başladım.

1. Sancılı bir öksürükle öksürerek ağlamaya başladım.


öksürük olmak
Anlamı:

1. öksürük hastalığına yakalanmak


öksürük otu
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Gövdesi pullarla kaplı, sarı çiçekli, ekin tarlaları için zararlı, çok yıllık ve otsu bir bitki (Tussilago farfara)


öksürük tıksırık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sık sık öksürme

Örnek:

1. İnsana çok yararmış hem de öksürüğe tıksırığa birebirmiş.

1. İnsana çok yararmış hem de öksürüğe tıksırığa birebirmiş.


öksürük tutmak
Anlamı:

1. sürekli ve şiddetli öksürmek


öksürüklü

İlgili Kelimeler:

öksürüklü tıksırıklı

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Öksürüğü olan, sürekli öksüren

Örnek:

1. Sonra bir yerden, yaşlı, öksürüklü bir adam çıkıverirdi.

1. Sonra bir yerden, yaşlı, öksürüklü bir adam çıkıverirdi.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Hastalıklı

Örnek:

1. Ekseriyeti öksürüklü ise de henüz rey verecek kadar kolunu oynatabilir.

1. Ekseriyeti öksürüklü ise de henüz rey verecek kadar kolunu oynatabilir.


öksürüklü tıksırıklı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Sağlıksız, sağlığı bozuk


öksürüp tıksırmak
Anlamı:

1. öksürmek


öksürüş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Öksürme işi

Örnek:

1. Durdum. Öksürdü. Sigara tiryakilerinin öksürüşüydü bu.

1. Durdum. Öksürdü. Sigara tiryakilerinin öksürüşüydü bu.


öksüz

İlgili Kelimeler:

öksüz anası, öksüz babası, öksüzdoyuran, öksüzsevindiren

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Anası veya hem anası hem babası ölmüş olan (çocuk)

Örnek:

1. Anasız kız, han soyu olsa öksüzdür gene / Kapandım bak, senin de ölmeden cenazene

1. Anasız kız, han soyu olsa öksüzdür gene / Kapandım bak, senin de ölmeden cenazene

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Kimsesiz

Örnek:

1. Duvarda bir posta kutusu var / Belki aşk mektupları bekliyor / İçimdeki öksüz daha mı küçüldü / Emekliyor

1. Duvarda bir posta kutusu var / Belki aşk mektupları bekliyor / İçimdeki öksüz daha mı küçüldü / Emekliyor