Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
okkalı kahve
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bol kahve ile yapılmış ve büyük fincana konulmuş kahve


okkalık
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Herhangi bir okka ağırlığında veya oylumunda olan

Örnek:

1. Ceviz kadar sünger, iki üç yılda üç okkalık karpuz kadar büyür.

1. Ceviz kadar sünger, iki üç yılda üç okkalık karpuz kadar büyür.


okkanın altına gitmek
Anlamı:

1. haksız yere ezilmek, bir zarar veya ceza görmek

Örnek:

1. Eğer gözünü açmaz, bu kör dövüşüne bir nihayet vermezsen muhakkak okkanın altına gidersin.

1. Eğer gözünü açmaz, bu kör dövüşüne bir nihayet vermezsen muhakkak okkanın altına gidersin.


oklama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Oklamak işi

2. Hedef noktaları dairesel olarak belirlenmiş nişan tahtasına küçük okların atılmasıyla oynanan bir oyun türü


oklamak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Ok gibi fırlamak

2. -i , -i , -i , -i , Okla vurmak


oklanma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Oklanmak işi


oklanmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Okla vurulmak


oklava
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hamur açmakta kullanılan, silindir biçiminde, uzunca, ince değnek

Örnek:

1. Yufkacılar burada açarlar, koskocaman oklavalarla.

1. Yufkacılar burada açarlar, koskocaman oklavalarla.


oklava yutmuş gibi
Anlamı:

1. baston yutmuş gibi


oklu kirpi
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Kemirgenlerden, kirpiye benzeyen, uzun dikenleri olan bir hayvan (Hystrix cristatus)


okluk
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , İçine ok konulan ve sırtta taşınan meşinden yapılmış ok kılıfı, sadak

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Ok yapılmaya uygun

Örnek:

1. Ağaçların mızraklık, kirişlik ve okluk dalları budandı, çakılarla düzeltildi.

1. Ağaçların mızraklık, kirişlik ve okluk dalları budandı, çakılarla düzeltildi.


okrama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Okramak işi


okramak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , halk ağzında , halk ağzında , nesnesiz , nesnesiz , halk ağzında , halk ağzında , Acıkmış, susamış olan at yiyecek veya su gördüğü zaman kişnemek


oksalat
Anlamı:

1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Billurları idrarda bulunabilen ve idrar yolunda taş yapan kalsiyum oksalatın kısa biçimi


Lisan : Fransızca oxalate

oksalik

İlgili Kelimeler:

oksalik asit

Anlamı:

1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Kuzukulağı vb. bitkilerde rastlanan, özellikle temizleme maddesi olarak kullanılan asit, kuzukulağı asidi, oksalik asit (HOCO-COOH)


Lisan : Fransızca oxalique

oksalik asit
Anlamı:

1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Oksalik


okşama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Okşamak işi

Örnek:

1. Yemeğini vaktinde vermezsem sesini çatarak mırıldanır, canı istemediği vakit okşamaya kalkarsam elimi tırmalar.

1. Yemeğini vaktinde vermezsem sesini çatarak mırıldanır, canı istemediği vakit okşamaya kalkarsam elimi tırmalar.


okşamak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Sevgi, şefkat belirtisi olarak elini bir şeyin üzerinde yavaş yavaş gezdirmek veya ona hafifçe vurmak

Örnek:

1. Oğlan kızın yanına geldi, saçlarını okşuyor.

1. Oğlan kızın yanına geldi, saçlarını okşuyor.

2. Hafifçe dokunmak

Örnek:

1. Esen rüzgâr siliyor alnımdan kaderimi / Okşuyor saçlarımı, yüzümü, ellerimi

1. Esen rüzgâr siliyor alnımdan kaderimi / Okşuyor saçlarımı, yüzümü, ellerimi

3. nesnesiz , nesnesiz , mecaz , mecaz , nesnesiz , nesnesiz , mecaz , mecaz , Hafifçe dövmek

4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir kimseyi hoşnut etmek

Örnek:

1. Mektuplarında onun onurunu okşayacak, endişelerini hafifletecek cümleleri artırdı.

1. Mektuplarında onun onurunu okşayacak, endişelerini hafifletecek cümleleri artırdı.

5. Benzemek, andırmak, hatırlatmak

Örnek:

1. Bu iki sarı birbirini okşuyor.

1. Bu iki sarı birbirini okşuyor.


okşamalık
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Gönül okşayıcı özelliği olan

Örnek:

1. Okşamalık söz.

1. Okşamalık söz.


okşanış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Okşanma işi


okşanma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Okşanmak işi


okşanmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Okşama işine konu olmak

Örnek:

1. Zavallı çocuk bu okşanıp öpülmelerden pancar gibi kızarmış bir hâlde kurtuldu.

1. Zavallı çocuk bu okşanıp öpülmelerden pancar gibi kızarmış bir hâlde kurtuldu.


okşantı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Okşama


okşatma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Okşatmak işi


okşatmak fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Okşama işini yaptırmak