öksürüklü tıksırıklı
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Öksürüğü olan, sürekli öksüren
1. Sonra bir yerden, yaşlı, öksürüklü bir adam çıkıverirdi.
1. Sonra bir yerden, yaşlı, öksürüklü bir adam çıkıverirdi.
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Hastalıklı
1. Ekseriyeti öksürüklü ise de henüz rey verecek kadar kolunu oynatabilir.
1. Ekseriyeti öksürüklü ise de henüz rey verecek kadar kolunu oynatabilir.