okşayabilme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Okşayabilmek işi

okşayabilmek fiil

Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Okşama ihtimali veya imkânı bulunmak

okşayış

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Okşama işi

Örnek:

1. Orada sıcak alna latif bir serinlik veren bir okşayış meltemi eser.

1. Orada sıcak alna latif bir serinlik veren bir okşayış meltemi eser.

okşayıverme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Okşayıvermek işi

okşayıvermek fiil

Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Çabucak veya ansızın okşamak

Örnek:

1. Bir gün hani bir huysuzluk ettiği zaman, al eline, biraz okşayıver.

1. Bir gün hani bir huysuzluk ettiği zaman, al eline, biraz okşayıver.

Telaffuz : okşayı'vermek

ökse

İlgili Kelimeler:

ökse çubuğu, ökse kuşu, ökse otu

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ökse otu saplarından veya çobanpüskülü kabuklarından çıkarılan yapışkan macun

2. Bu macunla bulanarak kuş tutmakta kullanılan değnek

Örnek:

1. Tepelere çıkıp kuşlara ökse kuralım.

1. Tepelere çıkıp kuşlara ökse kuralım.

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Erkekleri kendine bağlamasını bilen alımlı kadın

Lisan : Rumca

ökse çubuğu

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Üzerine ökse sürülmüş değnek

ökse kuşu

Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Saka kuşu

ökse otu

Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Ökse otugillerden, elma, armut, ıhlamur, kiraz, erik vb. ağaçların dalları üzerinde asalak olarak yaşayan, üzüme benzer yemiş veren, saplarından ökse çıkarılan bitki, burç (II) (Viscum album)

ökse otugiller

Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Taçsız iki çeneklilerden, ökse otu gibi ağaç dalları üzerinde asalak olarak yaşayan bitkileri içine alan bir familya

ökseleme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ökselemek işi

ökselemek fiil

Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Ökse ile yakalamak

ökseme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Öksemek durumu

öksemek fiil

Anlamı:

1. -i , -i , halk ağzında , halk ağzında , -i , -i , halk ağzında , halk ağzında , Özlemek, göreceği gelmek, istemek

ökseye basmak

Anlamı:

1. dikkatsizlik ederek zarara uğramak veya yanılmak

oksidasyon

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Paslanma

2. Paslandırma

Lisan : Fransızca oxydation

okside

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , `Paslandırmak` anlamındaki okside etmek, `paslanmak` anlamındaki okside olmak birleşik fiillerinde geçen bir söz

Lisan : Fransızca oxydé

oksidiyon taşı

Anlamı:

1. isim , isim , mineraloji , mineraloji , isim , isim , mineraloji , mineraloji , Oltu taşı

oksijen

İlgili Kelimeler:

oksijen çadırı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Atom numarası 8, atom ağırlığı 16 olan, hidrojenle birleşerek suyu oluşturan, rengi, kokusu ve tadı olmayan, havada beşte bir oranında bulunan bir gaz, müvellidülhumuza (simgesi O)

Lisan : Fransızca oxygène

oksijen çadırı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hava geçirmeyen bir dokumadan veya plastikten yapılan, bir kimseyi normal havadan ayırıp saf oksijen veya karbojen etkisi altında bulundurmaya yarayan alet

oksijenleme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Oksijenlemek işi

oksijenlemek fiil

Anlamı:

1. -i , -i , kimya , kimya , -i , -i , kimya , kimya , Bir maddenin birleşimine oksijen katmak

2. Saçların rengini sulandırılmış oksijenli su ile sarartmak

oksijenlenme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Oksijenlenmek işi

oksijenlenmek fiil

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , kimya , kimya , nesnesiz , nesnesiz , kimya , kimya , Oksijen ile birleşmek

2. Özünde oksijen bulunmak

oksijenli

İlgili Kelimeler:

oksijenli su

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Birleşiminde oksijen bulunan

2. Oksijenli su ile sarartılmış (saç)

Örnek:

1. Kadına oksijenli saçın, yaşı gizlemekten ziyade, olduğundan ilerlemiş gösterdiğini anlatamazsınız.

1. Kadına oksijenli saçın, yaşı gizlemekten ziyade, olduğundan ilerlemiş gösterdiğini anlatamazsınız.