Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
okullulaşma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Okullulaşmak durumu


okullulaşmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Bir yerde okula giden öğrenci sayısı artmak


okulluluk
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Okullu olma durumu


okültizm
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gizlicilik


Lisan : Fransızca occultisme

okulu asmak (veya kırmak)
Anlamı:

1. okuldan kaçmak, derslere girmemek


okuma

İlgili Kelimeler:

okuma bayramı, okuma günü, okuma kitabı, okuma saati, okuma vakti, okuma yazma, okuma yitimi, sesli okuma, sessiz okuma, dikiş okuması

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Okumak işi, kıraat

Örnek:

1. Okuması vardı, yazması azdı.

1. Okuması vardı, yazması azdı.


okuma bayramı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Öğrenimin ilk yılında öğrencilerin okumaya başlamasını kutlamak amacıyla yapılan tören


okuma günü
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir yazarın konuklara kitabının tanıtımını yaptığı, kitaptan bölümler okuduğu gün


okuma kitabı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Okuma becerisini kazandırmak amacıyla hazırlanan ve içinde değişik metinler bulunan kitap


okuma saati
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Zamanın okumaya ayrılan belli bir bölümü, okuma vakti


okuma vakti
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Okuma saati


okuma yazma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Okuma ve yazma bilgisi

Örnek:

1. Küçük Selim köy okulunda az buçuk okuma yazma öğrendi.

1. Küçük Selim köy okulunda az buçuk okuma yazma öğrendi.


okuma yitimi
Anlamı:

1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Görmede hiçbir bozukluk olmadığı hâlde okuma yetisinin yok olması, aleksi


okumak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Bir yazıyı meydana getiren harf ve işaretlere bakıp bunları çözümlemek veya seslendirmek

Örnek:

1. Bana umutsuz bir sesle son raporları okudu.

1. Bana umutsuz bir sesle son raporları okudu.

2. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Yazılmış bir metnin iletmek istediği şeyleri öğrenmek

Örnek:

1. Gazete bile okumak istemiyorum.

1. Gazete bile okumak istemiyorum.

3. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Bir konuyu öğrenmek için okulda, bir öğretmenin yanında veya yazılı şeyler üzerinde çalışmak, öğrenim görmek

Örnek:

1. Çabuk dil öğrenmedi, okumak istemedi.

1. Çabuk dil öğrenmedi, okumak istemedi.

4. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Sesli olarak söylemek

Örnek:

1. Salon boşalmaya başladı, biz şiirler okuyup dinliyoruz.

1. Salon boşalmaya başladı, biz şiirler okuyup dinliyoruz.

5. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Bir şeyin anlamını çözmek

Örnek:

1. Şifre okumak.

1. Şifre okumak.

6. Hastalığı iyi edeceğini ileri sürerek okuyup üflemek, üfürükçülük etmek

7. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bazı belirtilerle bir anlamı, gizli bir duyguyu anlamak, kavramak

Örnek:

1. Yüzünü benden saklıyor. Niçin? Çehresinde, melalinde aşkının matemini okumayayım diye mi?

1. Yüzünü benden saklıyor. Niçin? Çehresinde, melalinde aşkının matemini okumayayım diye mi?

8. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Değerlendirmek

9. nesnesiz , nesnesiz , argo , argo , nesnesiz , nesnesiz , argo , argo , Sövmek, küfretmek

10. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Bir yere çağırmak, davet etmek, okuntu göndermek


okumayı sökmek
Anlamı:

1. okula yeni başlayan öğrenci, verilen eğitim sonrası okumaya başlamak, okuma becerisini kazanmak


okume
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Afrika'da yetişen, kerestesi parlak, öz odunu mor, dış odunu pembe renkli bir ağaç (Aucoumea)


Lisan : Latince

okumuş
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Okuyarak bilgisini genişletmiş, öğrenim görmüş (kimse)

Örnek:

1. Bizim aramızda en görmüş geçirmişi, en okumuşu sensin.

1. Bizim aramızda en görmüş geçirmişi, en okumuşu sensin.


okumuş olmak
Anlamı:

1. okumuş gibi görünmek


okumuşluk
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Okur yazar, öğrenim görmüş olma durumu

Örnek:

1. Okumuşluk yabancı etkilere açılmak demektir ve bu da dili az çok değiştirir.

1. Okumuşluk yabancı etkilere açılmak demektir ve bu da dili az çok değiştirir.


okunabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Okunabilmek işi


okunabilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Okunma ihtimali veya imkânı bulunmak

Örnek:

1. Halis bir şiir fena okunabilir lakin sahte bir şiir iyi okunamaz.

1. Halis bir şiir fena okunabilir lakin sahte bir şiir iyi okunamaz.


okunaklı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Açık ve düzgün harflerle yazılmış, kolaylıkla okunabilen (yazı)

Örnek:

1. Eksik olmasın, bizim vergi dairelerinden okunaklı makbuz alınmaz.

1. Eksik olmasın, bizim vergi dairelerinden okunaklı makbuz alınmaz.


okunaklılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Okunaklı olma durumu


okunaksız
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Açık ve düzgün harflerle yazılmamış, kolaylıkla okunamayan (yazı)


okunaksızlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Okunaksız olma durumu