okşamak

fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Sevgi, şefkat belirtisi olarak elini bir şeyin üzerinde yavaş yavaş gezdirmek veya ona hafifçe vurmak

Örnek:

1. Oğlan kızın yanına geldi, saçlarını okşuyor.

1. Oğlan kızın yanına geldi, saçlarını okşuyor.

2. Hafifçe dokunmak

Örnek:

1. Esen rüzgâr siliyor alnımdan kaderimi / Okşuyor saçlarımı, yüzümü, ellerimi

1. Esen rüzgâr siliyor alnımdan kaderimi / Okşuyor saçlarımı, yüzümü, ellerimi

3. nesnesiz , nesnesiz , mecaz , mecaz , nesnesiz , nesnesiz , mecaz , mecaz , Hafifçe dövmek

4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir kimseyi hoşnut etmek

Örnek:

1. Mektuplarında onun onurunu okşayacak, endişelerini hafifletecek cümleleri artırdı.

1. Mektuplarında onun onurunu okşayacak, endişelerini hafifletecek cümleleri artırdı.

5. Benzemek, andırmak, hatırlatmak

Örnek:

1. Bu iki sarı birbirini okşuyor.

1. Bu iki sarı birbirini okşuyor.