Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
Mesket Türkleri
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ahıska Türkleri


Özel: Evet

meşkûk
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Şüphe uyandıran, şüpheli

Örnek:

1. Biz her gün gazeteler yüzünden hem doğruluğu hem cinsi meşkûk birçok şeyler duyup öğreniyoruz.

1. Biz her gün gazeteler yüzünden hem doğruluğu hem cinsi meşkûk birçok şeyler duyup öğreniyoruz.


Lisan : Arapça meşkūk

meskûkât
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Sikkeler, metal paralar


Lisan : Arapça meskūkāt

Telaffuz : meskû:kâ:tı

meskûn

İlgili Kelimeler:

meskûn mahal

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İnsan oturan, şeneltilmiş (yer)

Örnek:

1. Kürekleri var gücüyle çekerek meskûn adanın kömür iskelesine yanaştı.

1. Kürekleri var gücüyle çekerek meskûn adanın kömür iskelesine yanaştı.

2. Yurt edinilmiş (yer)


Lisan : Arapça meskūn

meskûn kılmak
Anlamı:

1. bir yeri şeneltmek


meskûn mahal
Anlamı:

1. isim , isim , coğrafya , coğrafya , isim , isim , coğrafya , coğrafya , Yerleşim merkezi


meşkûr
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Beğenilmiş, övülmüş


Lisan : Arapça meşkūr

meskût
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Söylenmemiş


Lisan : Arapça meskūt

meskût geçmek
Anlamı:

1. söylemeden geçmek


meskût kalmak
Anlamı:

1. konuşulmamak


mesleğinin eri (veya erbabı) olmak
Anlamı:

1. işinin uzmanı veya ustası olmak

Örnek:

1. Mesleğimin eri olduğumu takdir edersiniz.

1. Mesleğimin eri olduğumu takdir edersiniz.


meslek

İlgili Kelimeler:

meslek içi eğitim, meslek yaşamı, serbest meslek

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Belli bir eğitim ile kazanılan, sistemli bilgi ve becerilere dayalı, insanlara yararlı mal üretmek, hizmet vermek ve karşılığında para kazanmak için yapılan, kuralları belirlenmiş iş

Örnek:

1. Araya giren yıllar zarfında meslekten kopunca eski arkadaşlarıyla ünsiyeti de kopmuştu.

1. Araya giren yıllar zarfında meslekten kopunca eski arkadaşlarıyla ünsiyeti de kopmuştu.

2. Uğraş

3. felsefe , felsefe , felsefe , felsefe , Öğreti

4. felsefe , felsefe , felsefe , felsefe , Dizge

5. eskimiş , eskimiş , eskimiş , eskimiş , Çığır, okul, ekol

Örnek:

1. Edebî meslekler.

1. Edebî meslekler.


Lisan : Arapça meslek

meslek edinmek
Anlamı:

1. bir işi meslek olarak yapacak bilgi ve beceriyi kazanmak

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , bir şeyi yapmayı alışkanlık hâline getirmek


meslek içi eğitim
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Görevliye mesleğiyle ilgili olarak verilen kurs


meslek yaşamı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir mesleği yaparken geçirilen süre

Örnek:

1. Ben meslek yaşamım boyunca ona layık olmaya çalıştım.

1. Ben meslek yaşamım boyunca ona layık olmaya çalıştım.


mesleki
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Mesleğe ilişkin, meslekle ilgili olan, mesleksel


Lisan : Arapça meslekī

Telaffuz : mesleki:

mesleksel
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Mesleki


mesleksiz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Mesleği olmayan, işsiz güçsüz (kimse)


mesleksizlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Mesleksiz olma durumu


meslektaş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Aynı meslekten olanlardan her biri

Örnek:

1. Avrupa'daki yeni tıp hareketlerini, bazı meslektaşlar gibi büsbütün ihmal etmiş değilimdir.

1. Avrupa'daki yeni tıp hareketlerini, bazı meslektaşlar gibi büsbütün ihmal etmiş değilimdir.


meslektaşlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Meslektaş olma durumu


mesmu
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , İşitilmiş, duyulmuş olan


Lisan : Arapça mesmūʿ

Telaffuz : mesmu:

mesnet
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dayanak

2. eskimiş , eskimiş , eskimiş , eskimiş , Mevki, makam

Örnek:

1. Annem ata, arabaya, kendi tabirince mansıba, mesnede, hanımefendiliğe can atan bir kadındı.

1. Annem ata, arabaya, kendi tabirince mansıba, mesnede, hanımefendiliğe can atan bir kadındı.


Lisan : Arapça mesned

mesnetli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Dayanağı olan


mesnetsiz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Dayanağı olmayan

Örnek:

1. Mesnetsiz iddialarla bir sonuç alınmaz.

1. Mesnetsiz iddialarla bir sonuç alınmaz.