Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
lekelenmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Leke oluşmak

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Kötü tanınmak


lekeletme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Lekeletmek işi


lekeletmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Lekeli duruma getirmek


lekeli

İlgili Kelimeler:

lekeli humma

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Herhangi bir sebeple üzerinde leke oluşmuş, lekesi olan

Örnek:

1. Armutların en fenası, en kavruk, en lekeli ve en hamı bile asildir.

1. Armutların en fenası, en kavruk, en lekeli ve en hamı bile asildir.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Kötü tanınmış, lekelenmiş


lekeli humma
Anlamı:

1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Tifüs


lekesiz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Lekesi olmayan, tertemiz

Örnek:

1. Ayşe'nin güneşli yanık ayakları, lekesiz pembe halıya gömülüyordu.

1. Ayşe'nin güneşli yanık ayakları, lekesiz pembe halıya gömülüyordu.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Namuslu


lekesizlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Lekesiz olma durumu


leksik birimi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sözlük birimi


leksikograf
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sözlükçü


Lisan : Fransızca lexicographe

leksikografi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sözlükçülük


Lisan : Fransızca lexicographie

leksikolog
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sözcük bilimci


Lisan : Fransızca lexicologue

Telaffuz : l ince okunur

leksikoloji
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sözcük bilimi


Lisan : Fransızca lexicologie

Telaffuz : l ince okunur

leksikolojik
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Sözcük bilimi ile ilgili


Lisan : Fransızca lexicologique

Telaffuz : l ince okunur

lektör
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Okutman

2. Yayınevlerinde yayımlanması düşünülen eserleri inceleyerek değerlendiren kimse

Örnek:

1. Yayınevi on on beş lektörle çalışıp çok daha fazla iş çıkarabiliyor.

1. Yayınevi on on beş lektörle çalışıp çok daha fazla iş çıkarabiliyor.


Lisan : Fransızca lecteur

lektörlük
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Okutmanlık


lemis
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , El ile dokunarak duyma, bir şeye el ile dokunma


Lisan : Arapça lems

lenduha
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Çok iri ve kaba

Örnek:

1. O lenduha kapının mandalına erişip de ağır ve paslı demirini yerinden oynatmak kolayca becereceği iş değildi.

1. O lenduha kapının mandalına erişip de ağır ve paslı demirini yerinden oynatmak kolayca becereceği iş değildi.


lenf
Anlamı:

1. isim , isim , anatomi , anatomi , isim , isim , anatomi , anatomi , Damarlarda dolaşan kanla, doku ögeleri arasında aracı görevi yapan, kan plazması ve lenfositten oluşan saydam, sarı renkte bir sıvı, ak kan, lenfa


Lisan : Fransızca lymphe

lenfa
Anlamı:

1. isim , isim , anatomi , anatomi , isim , isim , anatomi , anatomi , Lenf


Lisan : Fransızca lymphe

lenfanjit
Anlamı:

1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Lenf iltihaplanması

Örnek:

1. Lenfanjit insanı öldürür de süründürür de biliyorum. Doktora gitmek içimden gelmiyor.

1. Lenfanjit insanı öldürür de süründürür de biliyorum. Doktora gitmek içimden gelmiyor.


Lisan : Fransızca lymphangite

lenfatik
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Lenfle ilgili olan

2. tıp , tıp , tıp , tıp , Lenfatizme tutulmuş olan (kimse)

Örnek:

1. En iyi çocuk tipi, uykudan baş kaldırmayan lapacı yani kof, şişman lenfatik çocuktur.

1. En iyi çocuk tipi, uykudan baş kaldırmayan lapacı yani kof, şişman lenfatik çocuktur.


Lisan : Fransızca lymphatique

lenfatizm
Anlamı:

1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Vitamin azlığından veya lenf boğumlarının hacminin artmasından doğan, derinin aşırı beyazlığı, tenin çok yumuşak olması, ayaklarda şişme ve boyundaki bezlerde büyüme vb. belirtilerle kendini gösteren bir hastalık


Lisan : Fransızca lymphatisme

lenfoma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Lenf düğümlerinde çıkan ve lenfositlerden oluşan urların tümü


Lisan : Fransızca lymphoma

lenfosit
Anlamı:

1. isim , isim , biyoloji , biyoloji , isim , isim , biyoloji , biyoloji , Kanda, kemik iliğinde, lenfte bulunan, tek ve çok iri çekirdekli, küçük, renksiz bir kan hücresi


Lisan : Fransızca lymphocyte

lenger
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Yayvan ve kenarları geniş, büyük bakır kap

Örnek:

1. Tenha köyün sokaklarında lengerler içinde balık götüren ateş bacaklı çocuklara baktım.

1. Tenha köyün sokaklarında lengerler içinde balık götüren ateş bacaklı çocuklara baktım.

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu kabın alabileceği miktarda olan

Örnek:

1. Beykoz çayırında iddiaya girip bütün bir kuzuyla bir lenger iç pilavı gövdeye rüyamızda mı indirmiştik?

1. Beykoz çayırında iddiaya girip bütün bir kuzuyla bir lenger iç pilavı gövdeye rüyamızda mı indirmiştik?

3. denizcilik , denizcilik , denizcilik , denizcilik , Gemi demiri


Lisan : Farsça lenger