legal

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , hukuk , hukuk , sıfat , sıfat , hukuk , hukuk , Yasal

Lisan : Fransızca légal

Telaffuz : l ince okunur

legalleşme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Legalleşmek durumu

legalleşmek fiil

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Legal, yasal duruma gelmek

legalleştirme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Legalleştirmek işi

legalleştirmek fiil

Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Legal duruma getirmek

legallik

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yasallık

legato

Anlamı:

1. zarf , zarf , müzik , müzik , zarf , zarf , müzik , müzik , Bir parçanın notalarını ara vermeden birbirine bağlayarak (söylemek veya çalmak)

Lisan : İtalyanca legato

Telaffuz : lega:to

leğen

İlgili Kelimeler:

leğen ibrik, çamaşır leğeni

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Genellikle, içinde bir şey yıkamak için kullanılan metal veya plastikten yayvan kap

Örnek:

1. Adam, önündeki leğene eğilmiş, bardak yıkıyordu.

1. Adam, önündeki leğene eğilmiş, bardak yıkıyordu.

2. anatomi , anatomi , anatomi , anatomi , Gövdenin arka veya alt ucunda bulunan, bir yandan omurganın bel bölümüyle, öte yandan bacaklarla eklemlenen kemik çatı, havsala

Lisan : Farsça legen

leğen başından almak

Anlamı:

1. bir kızla hamarat diye evlenmek

leğen ibrik

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , El ve yüz yıkamak, abdest almak için kullanılan, leğen ve ibrikten oluşan takım

leğençe

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Küçük leğen

Örnek:

1. Elenmiş, tertemiz unu leğençe denilen küçük leğene boşalttı.

1. Elenmiş, tertemiz unu leğençe denilen küçük leğene boşalttı.

legorn

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yumurta verimi yüksek, genellikle beyaz tüylü bir tavuk ırkı

Örnek:

1. İki sarılı yumurta yumurtlayan bu canım legornlar, iki üç gün ara ile birer birer helak olup gitmişlerdi.

1. İki sarılı yumurta yumurtlayan bu canım legornlar, iki üç gün ara ile birer birer helak olup gitmişlerdi.

Lisan : İngilizce leghorn

leh

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir şeyden veya bir kimseden yana olma, aleyh karşıtı

Örnek:

1. Babanın fikri, her zaman için senin lehinedir.

1. Babanın fikri, her zaman için senin lehinedir.

Lisan : Arapça leh

Leh

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Polonyalı

Özel: Evet

Lisan : Rusça

lehçe

İlgili Kelimeler:

lehçe bilimi

Anlamı:

1. isim , isim , dil bilimi , dil bilimi , isim , isim , dil bilimi , dil bilimi , Bir dilin tarihsel, bölgesel ve siyasal sebeplerden dolayı ses, yapı ve söz dizimi özellikleriyle ayrılan kolu, diyalekt

2. Konuşma tarzı

Örnek:

1. Onun lehçesine aşina olanlara göre gayet derin hikmet, pek ince manalar taşırdı.

1. Onun lehçesine aşina olanlara göre gayet derin hikmet, pek ince manalar taşırdı.

Lisan : Arapça lehce

Lehçe

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Polonya dili

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu dille yazılmış olan

Özel: Evet

Telaffuz : le'hçe

lehçe bilimi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir dilin lehçelerini inceleyen bilim dalı, diyalektoloji

lehçe bilimsel

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Lehçe bilimi ile ilgili, diyalektolojik

lehçeci

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Lehçe bilimi uzmanı

lehçecilik

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Lehçecinin yaptığı iş

lehim

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Erime noktaları düşük metalleri tutturma işlemlerinde kullanılan, kalay ve kurşun alaşımlarının genel adı

2. Bu alaşımla yapılan işlem

Lisan : Arapça laḥm

lehimci

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Lehim yapan kimse

lehimcilik

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Lehimcinin yaptığı iş

lehimleme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Lehimlemek işi

lehimlemek fiil

Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Lehimle yapıştırmak, lehimle tutturmak

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bağlamak

Örnek:

1. Saçmalık ise, yalanla hakikati ayırt edilemeyecek biçimde birbirine lehimler.

1. Saçmalık ise, yalanla hakikati ayırt edilemeyecek biçimde birbirine lehimler.