92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Av kuşları bol olan yer
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Çok hücreli hayvanlardan, omurgalıların geniş bir sınıfı
1. isim , isim , isim , isim , Yumurta, un ve şekerle yapılan bir kurabiye türü
Telaffuz : ku'şlokumu
kuşluk namazı, kuşluk vakti, kuşluk yemeği, kaba kuşluk, koca kuşluk
1. isim , isim , isim , isim , Günün sabahla öğle arasındaki bölümü, kuşluk vakti
1. Tarhana çorbasıyla birer baş soğan, birer çeyrek ekmekti kuşlukta yedikleri.
1. Tarhana çorbasıyla birer baş soğan, birer çeyrek ekmekti kuşlukta yedikleri.
2. Kuşlara yem verilen zaman
3. Büyük kuş kafesi
1. isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , Kuşluk vaktinde kılınan namaz
1. isim , isim , isim , isim , Kuşluk
1. Kuşluk vaktinin sıcağına rağmen bina loş ve serin.
1. Kuşluk vaktinin sıcağına rağmen bina loş ve serin.
1. isim , isim , isim , isim , Kuşluk vakti yenilen yemek
1. İş sahibi bir kuşluk, bir de öğle yemeği veriyordu.
1. İş sahibi bir kuşluk, bir de öğle yemeği veriyordu.
1. isim , isim , isim , isim , Kusmak işi, istifra
1. Bütün bir gece onun başını kucağımda yatırarak ikide bir kusmasına yardım ediyordum.
1. Bütün bir gece onun başını kucağımda yatırarak ikide bir kusmasına yardım ediyordum.
2. kimya , kimya , kimya , kimya , Üzerine bir boya uygulandığında alttaki rengin üste çıkması
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Midenin içindekini basınçla ağızdan dışarı atmak, çıkarmak, kayyetmek, istifra etmek
2. Reddetmek
1. İhanetin böylesini tarih kabul etmez, kusardı.
1. İhanetin böylesini tarih kabul etmez, kusardı.
3. -i , -i , -i , -i , Boyanan ve temizlenen şeyler yeniden ortaya çıkmak
1. Kumaş lekeyi kustu. Helva yağını kusmuş.
1. Kumaş lekeyi kustu. Helva yağını kusmuş.
4. -i , -i , mecaz , mecaz , -i , -i , mecaz , mecaz , İçinde birikmiş kinini, öfkesini söyleyerek açığa vurmak
küstüm otu, eltieltiyeküstü
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Darılmak
2. Görevini yerine getirememek
1. Yemek zamanı geçerse mide küser.
1. Yemek zamanı geçerse mide küser.
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Gelişememek, büyüyememek
1. Ağaç yerini sevmedi, küstü.
1. Ağaç yerini sevmedi, küstü.
4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir madde, herhangi bir sebeple istenilen niteliğini yitirmek
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Karaburçak
1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Çoğunlukla çocuklarda görülen, burun, boğaz, yutak çeperine yerleşen mikropların yol açtığı bulaşıcı hastalık, difteri
Telaffuz : ku'şpalazı
1. isim , isim , isim , isim , Hayvan yemi, yakacak ve gübre olarak kullanılan, yağı veya suyu çıkarılmış her türlü yağlı tohum ve bitki artığı
1. O gövdeleri küspe terleri döken ve dallarından mis kokulu ballar akan yemiş ağaçlarıyla...
1. O gövdeleri küspe terleri döken ve dallarından mis kokulu ballar akan yemiş ağaçlarıyla...
2. Özü alınmış meyvelerin kalan bölümü
Lisan : Farsça kusbe
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Saygısız, kaba, terbiyesiz (kimse)
1. Babasının koltuğuna küstah bir tarzda oturmuş, bacaklarını yatar gibi uzatmış ve laubali şeyler söylüyor.
1. Babasının koltuğuna küstah bir tarzda oturmuş, bacaklarını yatar gibi uzatmış ve laubali şeyler söylüyor.
Lisan : Farsça gustāḫ
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Küstah, saygısız
2. zarf , zarf , zarf , zarf , (küsta'hça) Küstah, saygısız bir biçimde
1. Bunu böylece, belki de bir telakkiye göre küstahça yazmamı açık sözlülüğüme bağışlayın.
1. Bunu böylece, belki de bir telakkiye göre küstahça yazmamı açık sözlülüğüme bağışlayın.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Küstah duruma gelmek
1. Daha ziyade küstahlaştım.
1. Daha ziyade küstahlaştım.
1. isim , isim , isim , isim , Küstah olma durumu
2. Küstahça davranış
1. Yol ortasında bir kıza sataşmak, cevretmek, yangından mal kaçırır gibi kapıp kaçıvermek kadar küstahlık olmaz.
1. Yol ortasında bir kıza sataşmak, cevretmek, yangından mal kaçırır gibi kapıp kaçıvermek kadar küstahlık olmaz.
1. küstahça davranışlarda bulunmak
1. Küstahlık edip kendisini aşağıladığı için ondan nefret edeceği yerde, onu seviyordu.
1. Küstahlık edip kendisini aşağıladığı için ondan nefret edeceği yerde, onu seviyordu.
1. isim , isim , isim , isim , Köstere
2. Değirmen taşı yapılan taş
3. Bileği çarkı
Lisan : Rumca