kusmak

fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Midenin içindekini basınçla ağızdan dışarı atmak, çıkarmak, kayyetmek, istifra etmek

2. Reddetmek

Örnek:

1. İhanetin böylesini tarih kabul etmez, kusardı.

1. İhanetin böylesini tarih kabul etmez, kusardı.

3. -i , -i , -i , -i , Boyanan ve temizlenen şeyler yeniden ortaya çıkmak

Örnek:

1. Kumaş lekeyi kustu. Helva yağını kusmuş.

1. Kumaş lekeyi kustu. Helva yağını kusmuş.

4. -i , -i , mecaz , mecaz , -i , -i , mecaz , mecaz , İçinde birikmiş kinini, öfkesini söyleyerek açığa vurmak