Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
küstüm otu
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Baklagillerden, dokunulduğunda yaprakları pörsüyen bir bitki, küseğen, küskün (Mimosa pudica)


kusturabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kusturabilmek işi


kusturabilmek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Kusturma ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Kusturma becerisi bulunmak


kusturma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kusturmak işi


kusturmak fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Kusmasına yol açmak


küstürme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Küstürmek işi


küstürmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Küsmesine yol açmak

Örnek:

1. Eski dostlarının bazılarını küstürdüğü için onlar bu gazete işine sıcak bakmadılar.

1. Eski dostlarının bazılarını küstürdüğü için onlar bu gazete işine sıcak bakmadılar.


kusturucu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kısa süre içinde kusmaya sebep olan ilaç


kusturuş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kusturma işi


küsü
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Küskünlük


kuşu kuşla avlarlar
Anlamı:

1. `elde edilmek istenen kimse, daha önce elde edilmiş kimse aracılığıyla tuzağa düşürülür` anlamında kullanılan bir söz


küsuf
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Güneş tutulması


Lisan : Arapça kusūf

Telaffuz : küsu:fu

küsülü
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Aralarında dargınlık, küskünlük bulunan


küşüm
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Kuşku

2. Kaygı


küşümlenme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Küşümlenmek işi


küşümlenmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , halk ağzında , halk ağzında , nesnesiz , nesnesiz , halk ağzında , halk ağzında , Kuşkulanmak

2. Kaygılanmak


kuşun kanadıyla haber salmak
Anlamı:

1. en hızlı bir biçimde haber vermek

Örnek:

1. Görürseniz, duyarsanız kuşun kanadıyla haber salın demedik mi?

1. Görürseniz, duyarsanız kuşun kanadıyla haber salın demedik mi?


kusuntu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kusmuk


kusur

İlgili Kelimeler:

ağır kusur

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Eksiklik, noksan, nakisa

Örnek:

1. Bizden şerefli yırtıcı kuş, kan emen böcek / Tanrı'm o yolda rızkını vermiş, kusuru yok.

1. Bizden şerefli yırtıcı kuş, kan emen böcek / Tanrı'm o yolda rızkını vermiş, kusuru yok.

2. Özür

3. Bilerek veya bilmeyerek bir işi gereği gibi yapmama

4. Elverişsiz durum


Lisan : Arapça ḳuṣūr

küsur
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Artan bölüm, geriye kalan bölüm

Örnek:

1. Bu paranın küsurundan vazgeçelim.

1. Bu paranın küsurundan vazgeçelim.

2. Tam sayıdan sonra gelen kesirli sayı

Örnek:

1. Kırk küsur senelik hayatımda, gecelerin en işkencelisi, beni bu sabaha, hapishaneye girdiğim sabaha bağlayan gecedir.

1. Kırk küsur senelik hayatımda, gecelerin en işkencelisi, beni bu sabaha, hapishaneye girdiğim sabaha bağlayan gecedir.


Lisan : Arapça kusūr

Telaffuz : küsu:ru

kusur aramak
Anlamı:

1. yanlışını, eksikliğini, elverişsizliğini aramak

Örnek:

1. Hepsi de yeni gelende bir kusur arıyorlar.

1. Hepsi de yeni gelende bir kusur arıyorlar.


kusur bulmak
Anlamı:

1. bir şeyin eksikliğini, özrünü görmek

2. gereğinden çok titiz ve hoşgörüsüz davranmak

Örnek:

1. Nesine itiraz ederseniz ediniz, boyun bağına, pantolonun ütüsüne kusur bulamazsınız.

1. Nesine itiraz ederseniz ediniz, boyun bağına, pantolonun ütüsüne kusur bulamazsınız.


kusur etmek
Anlamı:

1. yanlışlık yapmak

Örnek:

1. Sana karşı olan vazifelerimde kusur mu ediyorum?

1. Sana karşı olan vazifelerimde kusur mu ediyorum?


kusur etmemek
Anlamı:

1. hoş karşılanmayacak bir davranışta bulunmamak

Örnek:

1. Saygıda kusur etmemek için âdeta birbirleriyle yarış ediyorlardı.

1. Saygıda kusur etmemek için âdeta birbirleriyle yarış ediyorlardı.


kusur işlemek
Anlamı:

1. yanlış davranışta bulunmak