Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
korkusuzca
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Korkusuz olarak, korkmadan

Örnek:

1. Mantık zırhlarından korkusuzca soyunup istedikleri kadar dinleyecekler.

1. Mantık zırhlarından korkusuzca soyunup istedikleri kadar dinleyecekler.


Telaffuz : korkusu'zca

korkusuzluk
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Korkusuz olma durumu


Korkut
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Muş iline bağlı ilçelerden biri


Özel: Evet

Telaffuz : ko'rkut

korkutabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Korkutabilmek işi


korkutabilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Korkutma ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Korkutma becerisi bulunmak


Korkuteli
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Antalya iline bağlı ilçelerden biri


Özel: Evet

Telaffuz : korku'teli

korkutma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Korkutmak işi

Örnek:

1. Eskicilerin, çocukları iğneli fıçıya attıkları gibi bir korkutma biçimiyle şartlanmıştık.

1. Eskicilerin, çocukları iğneli fıçıya attıkları gibi bir korkutma biçimiyle şartlanmıştık.


korkutmaca
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Korkutmak amacıyla yapılan şey veya davranış

Örnek:

1. Bu kirli ilişkiyi gözdağlarıyla, gerçeği söyleme korkutmacalarıyla sürdürüyordu.

1. Bu kirli ilişkiyi gözdağlarıyla, gerçeği söyleme korkutmacalarıyla sürdürüyordu.


korkutmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Korkmasına yol açmak

Örnek:

1. Şimdi beni artık bu sessizlik korkutmakta.

1. Şimdi beni artık bu sessizlik korkutmakta.

2. Kaygıya düşürmek

Örnek:

1. Sevdiğimiz bir kadının nazarımızda meziyet teşkil eden birçok hâlleri, karımız olacak kadında bizi korkutur.

1. Sevdiğimiz bir kadının nazarımızda meziyet teşkil eden birçok hâlleri, karımız olacak kadında bizi korkutur.

3. Gözdağı vermek


körkütük
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Aşırı derecede (sarhoş, âşık vb.)


Telaffuz : kö'rkütük

korkutuş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Korkutma işi


korkuya kapılmak
Anlamı:

1. korku düşmek


korkuya kesmek
Anlamı:

1. korkmak

Örnek:

1. Ürkek ürkek dolaşıyordu evin içinde. Tepeden tırnağa korkuya kesmişti.

1. Ürkek ürkek dolaşıyordu evin içinde. Tepeden tırnağa korkuya kesmişti.


korlanma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Korlanmak işi


korlanmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Kor durumuna gelmek


korlaşma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Korlaşmak durumu veya biçimi


korlaşmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Kor durumuna gelmek


körle yatan şaşı kalkar
Anlamı:

1. `değersiz, kötü kimselerle ilişki kuranlar kötü huylar edinirler` anlamında kullanılan bir söz


körlemeden
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Bilmeden, anlamadan, bilmeksizin

2. Nişan almadan

Örnek:

1. Körlemeden attı ve vurdu.

1. Körlemeden attı ve vurdu.


Telaffuz : körle'meden

körleniş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Körlenme işi


körlenme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Körlenmek işi


körlenmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Körleşmek


körler mahallesinde ayna satmak
Anlamı:

1. bir şeyi ona gereksinim duymayacak olan çevreye götürmek


körler memleketinde şaşılar padişah olur
Anlamı:

1. `hepsi bilgisiz olan bir çevrede azıcık bilgisi bulunan başa geçer` anlamında kullanılan bir söz


körleşme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Körleşmek işi