korkutmak

fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Korkmasına yol açmak

Örnek:

1. Şimdi beni artık bu sessizlik korkutmakta.

1. Şimdi beni artık bu sessizlik korkutmakta.

2. Kaygıya düşürmek

Örnek:

1. Sevdiğimiz bir kadının nazarımızda meziyet teşkil eden birçok hâlleri, karımız olacak kadında bizi korkutur.

1. Sevdiğimiz bir kadının nazarımızda meziyet teşkil eden birçok hâlleri, karımız olacak kadında bizi korkutur.

3. Gözdağı vermek