Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
kesik koni
Anlamı:

1. isim , isim , matematik , matematik , isim , isim , matematik , matematik , Bir koninin, tabanına paralel bir düzlemle kesilmesinden elde edilen cisim


kesik piramit
Anlamı:

1. isim , isim , matematik , matematik , isim , isim , matematik , matematik , Bir piramit, tabanına paralel bir düzlemle kesildiğinde taban yönünde kalan cisim


kesik prizma
Anlamı:

1. isim , isim , matematik , matematik , isim , isim , matematik , matematik , Bir prizmanın bütün yer ayrıtlarını kesen bir düzlemle elde edilen, kesiti ile tabanı arasında kalan cisim


keşikleme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Almaş, münavebe


keşikleşme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Keşikleşmek işi


keşikleşmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , halk ağzında , halk ağzında , nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , halk ağzında , halk ağzında , Keşikle çalışmak


kesikli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kesikleri olan

2. fizik , fizik , fizik , fizik , Aralıklarla süren, duraklamalar yapan (elektrik akımı)

Örnek:

1. Kesikli akım.

1. Kesikli akım.


kesiklik

İlgili Kelimeler:

kulağı kesiklik

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kesik olma durumu

2. Ansızın duyulan hâlsizlik, kırıklık, yorgunluk


kesiklik vermek
Anlamı:

1. ara vermek

Örnek:

1. Dumanlar gözlerimi yakıyor, görüş gücüme kesiklik veriyor.

1. Dumanlar gözlerimi yakıyor, görüş gücüme kesiklik veriyor.

2. hâlsizlik, kırıklık, yorgunluk ortaya çıkmak


kesiksiz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kesilmeden süren, sürekli, süreli, devamlı, mütemadi

2. Ara vermeden

Örnek:

1. Şiirdeki bütün güzelliği, parça güzelliklerinin kesiksiz sürüp gidebilmesinden, zincirlenmesinden doğar.

1. Şiirdeki bütün güzelliği, parça güzelliklerinin kesiksiz sürüp gidebilmesinden, zincirlenmesinden doğar.

3. fizik , fizik , fizik , fizik , Kesilmeden, ara vermeden sürüp giden (elektrik akımı)

Örnek:

1. Kesiksiz akım.

1. Kesiksiz akım.


kesilebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kesilebilmek işi


kesilebilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Kesilme ihtimali veya imkânı bulunmak


kesilen baş yerine konmaz
Anlamı:

1. `kesin olarak yapılıp sonuçlandırılan iş, eski durumuna getirilemez` anlamında kullanılan bir söz


kesiliş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kesilme işi


kesiliverme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kesilivermek işi


kesilivermek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Ansızın kesilmek

Örnek:

1. İnsan, soğuktan donduğunu sezmeden tatlı bir rüyaya dalar, kaskatı kesiliverirmiş.

1. İnsan, soğuktan donduğunu sezmeden tatlı bir rüyaya dalar, kaskatı kesiliverirmiş.


Telaffuz : kesili'vermek

kesilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kesilmek işi


kesilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Kesme işi yapılmak, katolunmak

2. Bitkin duruma gelmek, gücü, takati kalmamak, çok yorulmak

Örnek:

1. Sonunda elleri, ayakları yorgunluktan kesilerek uzanıyorlardı yattıkları hasırlara.

1. Sonunda elleri, ayakları yorgunluktan kesilerek uzanıyorlardı yattıkları hasırlara.

3. Gibi olmak, benzemek, dönmek

Örnek:

1. Senelerden beri hizmetçinin, sütninenin türlü çeşidi ile uğraşa uğraşa insan sarrafı kesilmiş.

1. Senelerden beri hizmetçinin, sütninenin türlü çeşidi ile uğraşa uğraşa insan sarrafı kesilmiş.

4. Süt, ayran vb. bozulmak, ekşimek

5. Dinmek

Örnek:

1. Rüzgâr kesilmiş, toprak üstüne yalın ayak basılmayacak kadar ısınmıştı.

1. Rüzgâr kesilmiş, toprak üstüne yalın ayak basılmayacak kadar ısınmıştı.

6. Sona ermek

Örnek:

1. Tam umudumuz kesilecek gibi olup da epey üzüldükten sonra kapı tokmağı tak ederdi.

1. Tam umudumuz kesilecek gibi olup da epey üzüldükten sonra kapı tokmağı tak ederdi.

7. Akmamak

Örnek:

1. Su kesilmek.

1. Su kesilmek.

8. Akım gelmez olmak

Örnek:

1. Dışarıdan biri mi geldi de onları söndürdü yoksa şehir cereyanı mı kesilmiş?

1. Dışarıdan biri mi geldi de onları söndürdü yoksa şehir cereyanı mı kesilmiş?

9. Kendinden önceki kelimeyi `olmak` anlamıyla pekiştiren bir fiil

Örnek:

1. Acele yürümeden nefesi tıkanmış ve heyecandan yüzü kıpkırmızı kesilmiş bir hâlde ihtiyarın yanına girdi.

1. Acele yürümeden nefesi tıkanmış ve heyecandan yüzü kıpkırmızı kesilmiş bir hâlde ihtiyarın yanına girdi.

10. Son veya aralık verilmek

Örnek:

1. Okulda cumartesi günleri dersler saat kaçta kesiliyor?

1. Okulda cumartesi günleri dersler saat kaçta kesiliyor?

11. Kendini herhangi bir şey gibi göstermek

Örnek:

1. Üçüncü gün sabahı, o bir kuzu oldu, ben bir iradeli aslan kesildim.

1. Üçüncü gün sabahı, o bir kuzu oldu, ben bir iradeli aslan kesildim.

12. Tutulmak, kapatılmak

13. Makaslanmak

14. Durmak

Örnek:

1. Muazzez cevap vermedi ve münakaşa kesildi.

1. Muazzez cevap vermedi ve münakaşa kesildi.

15. -den , -den , -den , -den , Yoksun kalmak

Örnek:

1. Çocuk yiyip içmeden kesildi.

1. Çocuk yiyip içmeden kesildi.

16. Sünnet olmak

Örnek:

1. Galip Baba, çeker gider diye çocuk kesilinceye dek böyle yapmayı uygun görmüştü.

1. Galip Baba, çeker gider diye çocuk kesilinceye dek böyle yapmayı uygun görmüştü.

17. argo , argo , argo , argo , Çok beğenmek, çok hoşlanmak


kesim

İlgili Kelimeler:

kesimevi, kesimhane, ince kesim, özel kesim, yaş kesim, ağrı kesimi, et kesimi, kamu kesimi, söz kesimi, su kesimi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kesme işi

2. Bölüm, parça, kısım, sektör

Örnek:

1. Oyunlar aruz ve hece olmak üzere iki kesime ayrılmıştı.

1. Oyunlar aruz ve hece olmak üzere iki kesime ayrılmıştı.

3. Bölge

4. Ara verme, sonlandırma zamanı

Örnek:

1. Ders kesimi.

1. Ders kesimi.

5. İşaretlenmiş belli yer

Örnek:

1. Gemi, su kesiminin üstünden yaralandı.

1. Gemi, su kesiminin üstünden yaralandı.

6. Terzinin belli bir ölçü ve örneğe göre kumaşa biçim verme işi, fason

7. tarih , tarih , tarih , tarih , Hazineye ait herhangi bir gelirin belli bir bedel karşılığı keseneğe verilmesi, mukataa

8. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Boy bos, endam

9. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Pazarlık, anlaşma


kesimci
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kesenekçi


kesimcilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kesenekçilik


kesimevi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kasaplık hayvanların kesilip yüzüldüğü yer, kesimhane, kanara, mezbaha


Telaffuz : kesi'mevi

kesimhane
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kesimevi


Lisan : Türkçe kesim + Farsça ḫāne

Telaffuz : kesimha:ne

kesimlik
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kesime elverişli (hayvan)


kesin

İlgili Kelimeler:

kesin bilgi, kesin fiyat, kesin kayıt

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Şüphe ve duraksamaya yer bırakmayan veya geri dönülmeyen, değişmez, mutlak, kati, maktu

Örnek:

1. Sevmem kesin sözleri, bir kesin söz duydum mu tersine söylemek gelir içimden.

1. Sevmem kesin sözleri, bir kesin söz duydum mu tersine söylemek gelir içimden.

2. zarf , zarf , zarf , zarf , Kesinlikle