Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
keşen
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Zincirden yular veya ayak kösteği


kesene
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Sözleşme, yazılı anlaşma

2. Götürü veya toptan satış

Örnek:

1. Şimdi bu, kesene işlerine girişiyor, mekteplere ekmek veriyor. Trabzonlu bir ortakla bir eskici koltukçu dükkânı işletiyor.

1. Şimdi bu, kesene işlerine girişiyor, mekteplere ekmek veriyor. Trabzonlu bir ortakla bir eskici koltukçu dükkânı işletiyor.


keseneğe almak
Anlamı:

1. gelirini satın almak, iltizam etmek


keseneğe vermek
Anlamı:

1. bir şeyin gelirini önceden götürü olarak satmak


kesenek
Anlamı:

1. isim , isim , ekonomi , ekonomi , isim , isim , ekonomi , ekonomi , Görevlilerin aylıklarından her ay belli oranda kesilip bir sosyal güvenlik kurumuna yatırılan para

Örnek:

1. Emeklilik maaşı sade bir vefa borcu değil, ömür boyu bu maksatla toplanmış keseneklerin aylık hâlinde geri verilmesi.

1. Emeklilik maaşı sade bir vefa borcu değil, ömür boyu bu maksatla toplanmış keseneklerin aylık hâlinde geri verilmesi.

2. Fabrika, çiftlik vb. gelir kaynaklarının gelirini satın alma işi, iltizam


kesenekçi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Keseneği alan kimse, iltizamcı, kesimci, mültezim


kesenekçilik
Anlamı:

1. Kesenekçinin yaptığı iş, kesimcilik, iltizamcılık, mültezimlik


kesenin ağzını açmak
Anlamı:

1. bol para harcamaya başlamak

Örnek:

1. Balo ve kokteyl partisine bir davetiye alabilmek için keselerinin ağzını açmak kifayet etmezse avuçlarını açarlar.

1. Balo ve kokteyl partisine bir davetiye alabilmek için keselerinin ağzını açmak kifayet etmezse avuçlarını açarlar.


kesenin dibi görünmek
Anlamı:

1. para tükenmek


kesenize bereket
Anlamı:

1. maddi katkısı görülen bir kimseye `çok kazan, kazancın bol olsun` anlamında kullanılan bir iyi dilek sözü


keser

İlgili Kelimeler:

ayak keseri, el keseri, nalıncı keseri

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tahta, ağaç yontmaya ve çivi çakmaya yarayan, kısa saplı, bir yanı keskin ağızlı çelik araç

Örnek:

1. Kadınlar kucaklarından bebeklerini atıp ellerine keserleri aldılar.

1. Kadınlar kucaklarından bebeklerini atıp ellerine keserleri aldılar.


kesesi elvermemek
Anlamı:

1. bütçesi elverişli olmamak


kesesine bir şey girmek
Anlamı:

1. bir yarar veya çıkar sağlamak

Örnek:

1. Bunda benim keseme bir girecek yok ki sana yalan söyleyeyim.

1. Bunda benim keseme bir girecek yok ki sana yalan söyleyeyim.


kesesine göre
Anlamı:

1. parasına, mali imkânlarına göre


kesesine güvenmek
Anlamı:

1. parasına güvenmek


kesesini doldurmak
Anlamı:

1. fırsatlardan yararlanarak para kazanıp zengin olmak

Örnek:

1. Böylece Tecirlilerin yanına varan bir hoca, kesesini pek çok doldururmuş.

1. Böylece Tecirlilerin yanına varan bir hoca, kesesini pek çok doldururmuş.


kesesiz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kesesi olmayan


keseye danış, pazarlığa sonra giriş
Anlamı:

1. `ödeyecek paranız yoksa bir şey satın almaya girişmeyin` anlamında kullanılan bir söz


keseye davranmak
Anlamı:

1. ödemek istemek

Örnek:

1. Sizi fena alıştırmışlar. Hemen keseye davranmayın.

1. Sizi fena alıştırmışlar. Hemen keseye davranmayın.


keşfedebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Keşfedebilmek işi


keşfedebilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Keşfetme ihtimali veya imkânı bulunmak

Örnek:

1. Başını öne eğip suspus oluşlarında böyle bir huyun tesirini keşfedebilmekteyim.

1. Başını öne eğip suspus oluşlarında böyle bir huyun tesirini keşfedebilmekteyim.


Lisan : Arapça keşf + Türkçe edebilmek

Telaffuz : ke'şfedebilmek

keşfediliş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Keşfedilme işi


keşfedilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Keşfedilmek işi


keşfedilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Keşfetme işi yapılmak

Örnek:

1. Muhbirlere göre nabekâr zenginin hüviyeti keşfedilmeden mayısın birinci günü geldi çattı.

1. Muhbirlere göre nabekâr zenginin hüviyeti keşfedilmeden mayısın birinci günü geldi çattı.


Telaffuz : ke'şfedilmek

keşfediş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Keşfetme işi