kesilmek

fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Kesme işi yapılmak, katolunmak

2. Bitkin duruma gelmek, gücü, takati kalmamak, çok yorulmak

Örnek:

1. Sonunda elleri, ayakları yorgunluktan kesilerek uzanıyorlardı yattıkları hasırlara.

1. Sonunda elleri, ayakları yorgunluktan kesilerek uzanıyorlardı yattıkları hasırlara.

3. Gibi olmak, benzemek, dönmek

Örnek:

1. Senelerden beri hizmetçinin, sütninenin türlü çeşidi ile uğraşa uğraşa insan sarrafı kesilmiş.

1. Senelerden beri hizmetçinin, sütninenin türlü çeşidi ile uğraşa uğraşa insan sarrafı kesilmiş.

4. Süt, ayran vb. bozulmak, ekşimek

5. Dinmek

Örnek:

1. Rüzgâr kesilmiş, toprak üstüne yalın ayak basılmayacak kadar ısınmıştı.

1. Rüzgâr kesilmiş, toprak üstüne yalın ayak basılmayacak kadar ısınmıştı.

6. Sona ermek

Örnek:

1. Tam umudumuz kesilecek gibi olup da epey üzüldükten sonra kapı tokmağı tak ederdi.

1. Tam umudumuz kesilecek gibi olup da epey üzüldükten sonra kapı tokmağı tak ederdi.

7. Akmamak

Örnek:

1. Su kesilmek.

1. Su kesilmek.

8. Akım gelmez olmak

Örnek:

1. Dışarıdan biri mi geldi de onları söndürdü yoksa şehir cereyanı mı kesilmiş?

1. Dışarıdan biri mi geldi de onları söndürdü yoksa şehir cereyanı mı kesilmiş?

9. Kendinden önceki kelimeyi `olmak` anlamıyla pekiştiren bir fiil

Örnek:

1. Acele yürümeden nefesi tıkanmış ve heyecandan yüzü kıpkırmızı kesilmiş bir hâlde ihtiyarın yanına girdi.

1. Acele yürümeden nefesi tıkanmış ve heyecandan yüzü kıpkırmızı kesilmiş bir hâlde ihtiyarın yanına girdi.

10. Son veya aralık verilmek

Örnek:

1. Okulda cumartesi günleri dersler saat kaçta kesiliyor?

1. Okulda cumartesi günleri dersler saat kaçta kesiliyor?

11. Kendini herhangi bir şey gibi göstermek

Örnek:

1. Üçüncü gün sabahı, o bir kuzu oldu, ben bir iradeli aslan kesildim.

1. Üçüncü gün sabahı, o bir kuzu oldu, ben bir iradeli aslan kesildim.

12. Tutulmak, kapatılmak

13. Makaslanmak

14. Durmak

Örnek:

1. Muazzez cevap vermedi ve münakaşa kesildi.

1. Muazzez cevap vermedi ve münakaşa kesildi.

15. -den , -den , -den , -den , Yoksun kalmak

Örnek:

1. Çocuk yiyip içmeden kesildi.

1. Çocuk yiyip içmeden kesildi.

16. Sünnet olmak

Örnek:

1. Galip Baba, çeker gider diye çocuk kesilinceye dek böyle yapmayı uygun görmüştü.

1. Galip Baba, çeker gider diye çocuk kesilinceye dek böyle yapmayı uygun görmüştü.

17. argo , argo , argo , argo , Çok beğenmek, çok hoşlanmak