Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
kene ağacı
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Hint yağı ağacı


kene gibi yapışmak
Anlamı:

1. istenmediği hâlde birinin peşini bırakmamak, yakasını bırakmamak


kene göz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Çok küçük gözlü (kimse)


kene otu
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Hint yağı ağacı


kenef
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Tuvalet

Örnek:

1. Sabahleyin kalkınca ilk iş kenefe gitmek sonra el yüz yıkamaktır.

1. Sabahleyin kalkınca ilk iş kenefe gitmek sonra el yüz yıkamaktır.

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Pis, berbat


Lisan : Arapça kenīf

keneler
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Eklem bacaklı hayvanlardan, örümceğimsiler sınıfına giren bir takım


kenet

İlgili Kelimeler:

kenet mili

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İki sert cismi birbirine bağlamaya yarayan, iki ucu sivri ve kıvrık metal parça


kenet etmek
Anlamı:

1. kenetle birbirine bağlamak


kenet gibi yapışmak
Anlamı:

1. çok yakın dost olmak, sıkı fıkı olmak

Örnek:

1. Bu mevsimde kızlar ikişer, üçer kişilik gruplara ayrılır ve birbirlerine kenet gibi yapışırlardı.

1. Bu mevsimde kızlar ikişer, üçer kişilik gruplara ayrılır ve birbirlerine kenet gibi yapışırlardı.


kenet mili
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çatı ve öteki parçaların birleştirilmesinde kullanılan metal perçinler


kenetleme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kenetlemek işi


kenetlemek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Kenetle tutturmak veya kenetle birbirine bağlamak

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Birbirine geçirerek bağlamak

Örnek:

1. Ellerini dizine kenetleyerek başını önüne eğdi, kaldı.

1. Ellerini dizine kenetleyerek başını önüne eğdi, kaldı.

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Sıkıca birbirinin üzerine kapamak

Örnek:

1. Baygınlığım sırasında bütün sözleri işitir, doktorun nabzımı tuttuğunu bilir ama dudaklarımı kenetler, ısırır, köpükler saçardım.

1. Baygınlığım sırasında bütün sözleri işitir, doktorun nabzımı tuttuğunu bilir ama dudaklarımı kenetler, ısırır, köpükler saçardım.


kenetlenebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kenetlenebilmek işi


kenetlenebilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , Kenetlenme ihtimali veya imkânı bulunmak


kenetleniş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kenetlenme işi


kenetlenme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kenetlenmek işi


kenetlenmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Kenetleme işine konu olmak

Örnek:

1. Sayfayı öyle sıkı bağlardı ki satırlar âdeta birbirine kenetlenirdi.

1. Sayfayı öyle sıkı bağlardı ki satırlar âdeta birbirine kenetlenirdi.

2. İki uzay aracı, birbirine eklenmek

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir konuda aynı tutum ve davranışı göstermek

4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Birbiriyle dayanışma içine girmek

5. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Sıkıca birbirinin üzerine kapanmak, birbirine geçerek bağlanmak

Örnek:

1. Anası onunla konuştu, öteki konuşmadı, çenesi kenetlenmiş, ağzını açamıyordu.

1. Anası onunla konuştu, öteki konuşmadı, çenesi kenetlenmiş, ağzını açamıyordu.


kenetli

İlgili Kelimeler:

ağzı kenetli

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kenedi olan

2. Kenetle birbirine bağlanmış bulunan, kenetlenmiş olan

Örnek:

1. İnce dudakları birbirine kenetli, taş gibi öylece oturuyor.

1. İnce dudakları birbirine kenetli, taş gibi öylece oturuyor.

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Birbirinin içine geçerek sıkıca kapanmış


kenevir

İlgili Kelimeler:

kenevir helvası, kenevir yağı, Hint keneviri

Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Kendirgillerden, sapındaki liflerden halat, çuval vb. kaba örgüler yapılan, iki evcikli bir bitki, kendir (Cannabis sativa)


kenevir helvası
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kenevir ve şeker karışımıyla yapılan bir helva türü


kenevir yağı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kenevir ağacından yapılan yağ


kenevirci
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kenevir yetiştiren kimse


kenevircilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kenevircinin yaptığı iş


kengel

İlgili Kelimeler:

kengel sakızı, sütlü kengel

Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Kenger


Lisan : Farsça kenger

kengel sakızı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kenger sakızı