kenetlemek

fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Kenetle tutturmak veya kenetle birbirine bağlamak

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Birbirine geçirerek bağlamak

Örnek:

1. Ellerini dizine kenetleyerek başını önüne eğdi, kaldı.

1. Ellerini dizine kenetleyerek başını önüne eğdi, kaldı.

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Sıkıca birbirinin üzerine kapamak

Örnek:

1. Baygınlığım sırasında bütün sözleri işitir, doktorun nabzımı tuttuğunu bilir ama dudaklarımı kenetler, ısırır, köpükler saçardım.

1. Baygınlığım sırasında bütün sözleri işitir, doktorun nabzımı tuttuğunu bilir ama dudaklarımı kenetler, ısırır, köpükler saçardım.