Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
kemik atmak
Anlamı:

1. hakaret yollu , hakaret yollu , hakaret yollu , hakaret yollu , susturmak, oyalamak için birini küçük bir şeyle avutmak


kemik bilimci
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kemik bilimi uzmanı, osteolog


kemik bilimi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Anatominin kemiklerle ilgili bölümü, osteoloji


kemik bilimsel
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kemik bilimi ile ilgili, osteolojik


kemik doku
Anlamı:

1. isim , isim , anatomi , anatomi , isim , isim , anatomi , anatomi , Omurgalı hayvanlarda iskeleti oluşturan bir bağ dokusu türü


kemik erimesi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Düşük kemik kütlesi ve kemik dokusunun yapısında bozulma sonucu kemik kırılganlığına, yatkınlığa ve kırık riskinde artışa neden olan bir hastalık türü, osteoporoz


kemik gibi
Anlamı:

1. pek kuru, katı, sert

2. sağlam


kemik rengi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Beyaz ile krem rengi arasında olan renk

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu renkte olan


kemik yalayıcı
Anlamı:

1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Dalkavuk


kemik yalayıcılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dalkavukluk


kemik zarı
Anlamı:

1. isim , isim , anatomi , anatomi , isim , isim , anatomi , anatomi , Kemikleri kapsayan beyazımsı ve sedef renginde zar


kemikçik
Anlamı:

1. isim , isim , anatomi , anatomi , isim , isim , anatomi , anatomi , Küçük kemik


kemikleri sayılmak
Anlamı:

1. çok zayıflamak


Ön Takı : (birinin)

kemikleri sızlamak
Anlamı:

1. ölü huzursuz, rahatsız olmak


kemiklerini kırmak
Anlamı:

1. birini çok dövmek, aşırı dayak atmak


kemikleşme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kemikleşmek işi


kemikleşmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Kemik gibi sert duruma gelmek

2. Dokusu kemik doku durumuna gelmek

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Sert, değişmez bir durum almak


kemikleştirme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kemikleştirmek işi


kemikleştirmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , fizyoloji , fizyoloji , -i , -i , fizyoloji , fizyoloji , Kemiğe dönüştürmek


kemikli

İlgili Kelimeler:

kemikli balıklar

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kemiği olan

Örnek:

1. Zaten uzun boylu, iri kemikli olan Meryem, her geçen gün biraz daha kilo alıp irileşirken Musa yanlış programda yıkanmış el örgüsü kazak gibi çekivermişti.

1. Zaten uzun boylu, iri kemikli olan Meryem, her geçen gün biraz daha kilo alıp irileşirken Musa yanlış programda yıkanmış el örgüsü kazak gibi çekivermişti.

2. Kemikleri iyi gelişmiş

Örnek:

1. Kemikli çocuk.

1. Kemikli çocuk.

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Çok zayıf, sıska

Örnek:

1. Kuru, kemikli yüzü solgun, duruşu ciddi, kara gözleri kindardı.

1. Kuru, kemikli yüzü solgun, duruşu ciddi, kara gözleri kindardı.


kemikli balıklar
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Balıklar sınıfından, iskeletleri kıkırdak durumunda kalmayıp kemikleşmiş olan balıklar takımı


kemiksi

İlgili Kelimeler:

kemiksi bölge

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kemiği andıran, kemiğe benzeyen, kemik gibi, kemiğimsi


kemiksi bölge
Anlamı:

1. isim , isim , anatomi , anatomi , isim , isim , anatomi , anatomi , Kıkırdağın kemiğe dönüşmekte olduğu kemik tabakası


kemiksiz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kemiği olmayan, kemiği ayrılmış

Örnek:

1. Onları bir başka küreden inmiş etsiz, kemiksiz, şeffaf birtakım varlıklar zannedeceksiniz.

1. Onları bir başka küreden inmiş etsiz, kemiksiz, şeffaf birtakım varlıklar zannedeceksiniz.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Kesin, net, açık

3. zarf , zarf , mecaz , mecaz , zarf , zarf , mecaz , mecaz , Ara vermeksizin


kemiksizlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kemiksiz olma durumu