kemikli balıklar
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kemiği olan
1. Zaten uzun boylu, iri kemikli olan Meryem, her geçen gün biraz daha kilo alıp irileşirken Musa yanlış programda yıkanmış el örgüsü kazak gibi çekivermişti.
1. Zaten uzun boylu, iri kemikli olan Meryem, her geçen gün biraz daha kilo alıp irileşirken Musa yanlış programda yıkanmış el örgüsü kazak gibi çekivermişti.
2. Kemikleri iyi gelişmiş
1. Kemikli çocuk.
1. Kemikli çocuk.
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Çok zayıf, sıska
1. Kuru, kemikli yüzü solgun, duruşu ciddi, kara gözleri kindardı.
1. Kuru, kemikli yüzü solgun, duruşu ciddi, kara gözleri kindardı.