92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Gebre otu
Lisan : Rumca
Telaffuz : ka'pari
1. isim , isim , argo , argo , isim , isim , argo , argo , Yolsuzca veya zorla elde edilen mal
1. isim , isim , isim , isim , Birinin malını yasal olmayan yollarla ele geçiren kimse
1. Madrabaz ve kaparozcuların, hasta ve alillerin toplandığı bir merkezdir.
1. Madrabaz ve kaparozcuların, hasta ve alillerin toplandığı bir merkezdir.
1. isim , isim , isim , isim , Kaparozcu olma durumu
1. Bu zamanda kaparozculuk etmeden zor yaşanıyor.
1. Bu zamanda kaparozculuk etmeden zor yaşanıyor.
1. -i , -i , argo , argo , -i , -i , argo , argo , Yolsuzca veya zorla birinin malını ele geçirmek
1. isim , isim , isim , isim , Bir şeyi içine alma, sığdırma sınırı, kapsama gücü, sığa
2. Belli bir alana sığabilecek kişi veya nesne sayısı
3. ekonomi , ekonomi , ekonomi , ekonomi , Bir işletmenin üretim miktarı
4. fizik , fizik , fizik , fizik , Bir kondansatörün elektrik yığma sınırı, sığa
5. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Anlama, kavrama yeteneği
Lisan : Fransızca capacité
1. -i , -i , -i , -i , Kapatma ihtimali veya imkânı bulunmak
2. Kapatmaya gücü yetmek
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Kapatılma ihtimali bulunmak
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Kapatma işine konu olmak veya kapatma işi yapılmak
1. Baskı yanlışlıkları yüzünden kapatılan gazeteler vardı.
1. Baskı yanlışlıkları yüzünden kapatılan gazeteler vardı.
2. Ortadan kaldırılmak, feshedilmek
1. Tekke ve zaviyeler kapatıldı.
1. Tekke ve zaviyeler kapatıldı.
3. Bir yerde tutulmak, hapsedilmek
1. Derken balıkçı öfkeyle ayağa fırladı, kafese kapatılmış bir kaplan gibi dolandı güvertede.
1. Derken balıkçı öfkeyle ayağa fırladı, kafese kapatılmış bir kaplan gibi dolandı güvertede.
1. -i , -i , -i , -i , Aniden kapatmak
1. Sevinçten dili dolaşarak teşekkür etti, tabağı kaptığı gibi kapıyı çocuğun suratına kapatıverdi.
1. Sevinçten dili dolaşarak teşekkür etti, tabağı kaptığı gibi kapıyı çocuğun suratına kapatıverdi.
Telaffuz : kapatı'vermek
1. isim , isim , isim , isim , Kapatmak işi
1. Kendi elimdeki poşetin ağzını kapatmaya çalışırken onun elindekilere takıldı gözüm.
1. Kendi elimdeki poşetin ağzını kapatmaya çalışırken onun elindekilere takıldı gözüm.
2. Metres
1. Kapatmalarım da nikâhlım kadar beni başkasından kıskanırlar.
1. Kapatmalarım da nikâhlım kadar beni başkasından kıskanırlar.
3. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yolsuz olarak değerinden aşağı elde edilmiş (mal)
4. spor , spor , spor , spor , Basketbolda, elinde top olmayan bir oyuncunun pas almasına veya ilerlemesine engel olma
1. -i , -i , -i , -i , Bir malı değerinden aşağı bir karşılıkla elde etmek
1. Evvelki hafta mühendis İlhami Bey'le karısı çok güzel bir bambu takımı kapattılar.
1. Evvelki hafta mühendis İlhami Bey'le karısı çok güzel bir bambu takımı kapattılar.
2. -e , -e , -e , -e , Kapamak
1. Emine aklını oynattı sandılar ve evine kapattılar, kapısını kilitlediler.
1. Emine aklını oynattı sandılar ve evine kapattılar, kapısını kilitlediler.
3. Bir kadınla nikâhsız yaşamak
4. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Yayımını yasak etmek, yayımına son vermek
1. Gazete kapatmak.
1. Gazete kapatmak.
5. Herhangi bir yerin bütün masraflarını üstlenip başkalarını içeri almadan isteği doğrultusunda eğlenmek
1. Geçen gün Kristal'i kapatmış, vur patlasın, çal oynasın âlemi yapmış.
1. Geçen gün Kristal'i kapatmış, vur patlasın, çal oynasın âlemi yapmış.
6. Bitirmek, unutturmak, söz edilmesini engellemek
1. Sanatçılar arasındaki tatsız olayı kapatmak istiyordu.
1. Sanatçılar arasındaki tatsız olayı kapatmak istiyordu.