92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , isim , isim , İstanbul iline bağlı ilçelerden biri
Özel: Evet
Telaffuz : kâğıtha:ne
çift kâğıtlı
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kâğıdı olan
1. Kâğıtlı şeker.
1. Kâğıtlı şeker.
1. isim , isim , isim , isim , El altında bulundurulacak kâğıtları koymaya yarayan, gözlere ayrılmış bir tür kutu
2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kâğıt yapmaya uygun olan
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kâğıdı andıran, kâğıda benzeyen, kâğıt gibi, kâğıdımsı
1. isim , isim , isim , isim , Kars iline bağlı ilçelerden biri
Özel: Evet
Telaffuz : kağı'zman
kağnı arabası, kağnı mazısı
1. isim , isim , isim , isim , İki veya dört tekerlekli, dingili tekerlekle birlikte dönen öküz arabası
1. Kağnıyı araba ile, kamyonet ile değiştiriyor.
1. Kağnıyı araba ile, kamyonet ile değiştiriyor.
1. isim , isim , isim , isim , Kağnı
1. Şimdi önümüzde bir kağnı arabasının yılankavi çizgileri uzanıyor.
1. Şimdi önümüzde bir kağnı arabasının yılankavi çizgileri uzanıyor.
1. isim , isim , isim , isim , Kağnının iki tekerleğini birbirine bağlayan ve onlarla birlikte dönen, baltayla kabaca yontulmuş kütük
1. sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , Eskimiş, gevşemiş, dağılmaya yüz tutmuş (eşya, yapı)
1. Kağşak sandalyede rahat edilmez.
1. Kağşak sandalyede rahat edilmez.
1. nesnesiz , nesnesiz , halk ağzında , halk ağzında , nesnesiz , nesnesiz , halk ağzında , halk ağzında , Eskimek, dağılmaya yüz tutmak
1. Pansiyonun kağşamış tahta merdiveni ağır bir vücudun adımları altında inlemeye başladı.
1. Pansiyonun kağşamış tahta merdiveni ağır bir vücudun adımları altında inlemeye başladı.
2. Herhangi bir şey ek yerlerinden ayrılmak, oynamak
3. İhtiyarlamak
1. Bu artistlerin hayli kağşamış hâline yetişen Pierre Loti, birçok parlak sahifeler kaleme almıştır.
1. Bu artistlerin hayli kağşamış hâline yetişen Pierre Loti, birçok parlak sahifeler kaleme almıştır.
4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Zayıflamak, gevşemek, güçsüzleşmek
1. Bu kağşamış ilişki belki daha uzun seneler boyu böyle devam eder,.
1. Bu kağşamış ilişki belki daha uzun seneler boyu böyle devam eder,.
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Ara sıra
1. İstanbul bu yüzden kâh gazsız kâh elektriksiz ve kâh kömürsüz kalabilir.
1. İstanbul bu yüzden kâh gazsız kâh elektriksiz ve kâh kömürsüz kalabilir.
Lisan : Farsça gāh
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Kahreden, yok eden
1. İsviçre Alplerinde geceleri kahhar bir karanlık bastırıyor.
1. İsviçre Alplerinde geceleri kahhar bir karanlık bastırıyor.
2. din bilgisi , din bilgisi , din bilgisi , din bilgisi , Her şeyi yok eden (Tanrı)
Lisan : Arapça ḳahhār
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , biyoloji , biyoloji , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , biyoloji , biyoloji , Erişkin
Lisan : Arapça kāhil
Telaffuz : kâ:hil
1. isim , isim , isim , isim , Doğaüstü yollardan gizli, bilinmeyen şeyleri, geleceği bilme iddiasında bulunan kimse
1. Falih Rıfkı Atay'a bu mücadeleyi kazanacağımızı kâhinler haber vermediler.
1. Falih Rıfkı Atay'a bu mücadeleyi kazanacağımızı kâhinler haber vermediler.
2. din bilgisi , din bilgisi , din bilgisi , din bilgisi , Yahudilerin din reisi
Lisan : Arapça kāhin
Telaffuz : kâ:hin
1. isim , isim , isim , isim , Kehanet
1. Kâhinliğimin sırf bir tesadüfe dayandığı oy birliği ile kabul edildi.
1. Kâhinliğimin sırf bir tesadüfe dayandığı oy birliği ile kabul edildi.
kahir ekseriyet
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Kahreden, zorlayan
2. Baskın gelen, ezen, ezici
Lisan : Arapça ḳāhir
Telaffuz : ka:hir