Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
iyi olacak hastanın hekim ayağına gelir
Anlamı:

1. `Tanrı kötü bir durumun iyiliğe dönmesini dilemişse bunu yapacak kimse işin üstüne gelir` anlamında kullanılan bir söz


iyi olmak
Anlamı:

1. hastalıktan kurtulmak, iyileşmek

2. yerinde olmak

3. uygun gelmek


iyi saatte olsunlar
Anlamı:

1. cinler, periler

Örnek:

1. Yuvarlak, şen yüzlü, zaman zaman ince ve alaylı ışıldayan bir tanesi iyi saatte olsunlar ile temasta olduğu zaman şaşılaşan kara gözlü, orta yaşlı bir kadın.

1. Yuvarlak, şen yüzlü, zaman zaman ince ve alaylı ışıldayan bir tanesi iyi saatte olsunlar ile temasta olduğu zaman şaşılaşan kara gözlü, orta yaşlı bir kadın.


iyi söylemek
Anlamı:

1. övmek


Ön Takı : (biri için)

iyi yürekli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , İyi kalpli

Örnek:

1. İyi yürekli ama çok mahallevari bir kadın olacak.

1. İyi yürekli ama çok mahallevari bir kadın olacak.


iyi yüreklilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İyi yürekli olma durumu


iyice
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İyiye yakın

Örnek:

1. İyice bir ev.

1. İyice bir ev.

2. zarf , zarf , zarf , zarf , Çok, adamakıllı

Örnek:

1. Derken yağmur iyice bastırmış, gök gürlemeye, şimşekler çakmaya başlamıştı.

1. Derken yağmur iyice bastırmış, gök gürlemeye, şimşekler çakmaya başlamıştı.

3. zarf , zarf , zarf , zarf , (iyi'ce) Tamamen

Örnek:

1. Ali giderse bizim evin tadı iyice kaçar.

1. Ali giderse bizim evin tadı iyice kaçar.

4. zarf , zarf , zarf , zarf , (iyi'ce) Gereği gibi, derinlemesine, ayrıntılarıyla

Örnek:

1. Kabahat bende ki iyice arayıp taramadan bunu kendime gelin yapmaya karar verdim, sana tavsiye ettim.

1. Kabahat bende ki iyice arayıp taramadan bunu kendime gelin yapmaya karar verdim, sana tavsiye ettim.


iyicene
Anlamı:

1. zarf , zarf , halk ağzında , halk ağzında , zarf , zarf , halk ağzında , halk ağzında , Tam olarak, adamakıllı


Telaffuz : iyi'cene

iyicil
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İyilik etmeyi seven, hayırhah

Örnek:

1. Şaban, şimdi Zeyno'yu sokakta yalnız görürse çok iyicil bir sesle, ona hemen Haso çocuktan haber veriyor.

1. Şaban, şimdi Zeyno'yu sokakta yalnız görürse çok iyicil bir sesle, ona hemen Haso çocuktan haber veriyor.

2. İyi huylu


iyicillik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İyicil olma durumu, iyi huyluluk


iyiden iyiye
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Adamakıllı, çok iyi, gereği gibi

Örnek:

1. Gün iyiden iyiye ışıdı artık, tortusu dibe çöken bir su gibi duruldu, berraklaştı ortalık.

1. Gün iyiden iyiye ışıdı artık, tortusu dibe çöken bir su gibi duruldu, berraklaştı ortalık.


İyidere
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Rize iline bağlı ilçelerden biri


Özel: Evet

Telaffuz : iyi'dere

iyileşme

İlgili Kelimeler:

anlam iyileşmesi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İyileşmek işi


iyileşmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , İyi duruma gelmek

Örnek:

1. Hava iyileşti.

1. Hava iyileşti.

2. Hastalıktan kurtulmak, sağlığı yerine gelmek, salah bulmak

Örnek:

1. İyileşmek için en küçük bir gayret göstermiyorsun.

1. İyileşmek için en küçük bir gayret göstermiyorsun.


iyileştirebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İyileştirebilmek işi


iyileştirebilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , İyileştirme ihtimali veya imkânı bulunmak

2. İyileşmesinde etkili olmak

3. İyileşmesine gücü yetmek


iyileştirme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İyileştirmek işi, ıslah

2. ekonomi , ekonomi , ekonomi , ekonomi , İflas hâlindeki işletmeyi iyi yönetimle kâra geçirme, rehabilitasyon, rehabilite

3. tıp , tıp , tıp , tıp , Bir kimsenin iş yapmaya engel olan sakatlığını, yetersizliğini gidermek veya bozuk olan ruhsal durumunu düzeltmek amacıyla uygulanan tedavi, rehabilitasyon, rehabilite


iyileştirmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , İyileşmesini sağlamak, sağlığına kavuşturmak, tedavi etmek

2. Eksikliğini, bozukluğunu gidermek, ıslah etmek


iyiliğe iyilik her kişinin kârı, kötülüğe iyilik er kişinin kârı
Anlamı:

1. `iyiliğe karşı iyiliği herkes yapabilir, önemli olan kötülüğe karşı iyilik yapabilmektir` anlamında kullanılan bir söz


iyiliği dokunmak
Anlamı:

1. yararlı olmak, yararını görmek


iyilik

İlgili Kelimeler:

iyilikbilir, iyilikbilmez, iyilik güzellik, iyilik perisi, iyilik sağlık, iyiliksever

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İyi olma durumu, salah

2. Karşılık beklenilmeden yapılan yardım, kayra, lütuf, kerem, ihsan, inayet

Örnek:

1. Bu iyiliğini ebediyete kadar unutmayacaktı.

1. Bu iyiliğini ebediyete kadar unutmayacaktı.

3. Sağlığı yerinde olma durumu, esenlik

Örnek:

1. İyilik haberlerinizi aldım.

1. İyilik haberlerinizi aldım.

4. Yarar veya elverişlilik, nimet

Örnek:

1. Bu bahçeye ayak bastığım andan beri toprağın iyiliğini kendimde hissediyordum.

1. Bu bahçeye ayak bastığım andan beri toprağın iyiliğini kendimde hissediyordum.


iyilik bilmek
Anlamı:

1. kendisine yapılan iyiliği unutmamak


iyilik eden iyilik bulur
Anlamı:

1. `iyilik eden kimseye zamanı geldiğinde başkaları da iyilik ederler` anlamında kullanılan bir söz


iyilik et denize at, balık bilmezse Halik bilir
Anlamı:

1. `karşılık beklemeden iyilik yap` anlamında kullanılan bir söz


iyilik etmek
Anlamı:

1. yararlı işler yapmak, yardımcı olmak

Örnek:

1. Maksadım onlara hem de kendime iyilik etmekten başka bir şey değildi.

1. Maksadım onlara hem de kendime iyilik etmekten başka bir şey değildi.