Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
ısıölçer
Anlamı:

1. isim , isim , fizik , fizik , isim , isim , fizik , fizik , Cisimlerin ısınma ısısını ölçmeye yarayan alet, kalorimetre


Telaffuz : ısı'ölçer

ısırabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Isırabilmek işi


ısırabilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Isırma ihtimali veya imkânı bulunmak

Örnek:

1. Ama sırf köpekliğinden ısırabilir beni.

1. Ama sırf köpekliğinden ısırabilir beni.

2. Isırmaya gücü yetmek


ısıracak it (veya köpek) dişini (veya dişlerini) göstermez
Anlamı:

1. `kötülük edecek kimse önceden haber vermez, belli etmez` anlamında kullanılan bir söz

Örnek:

1. Isıracak köpek dişlerini göstermezmiş, zaten ne zaman iyisini gördük?

1. Isıracak köpek dişlerini göstermezmiş, zaten ne zaman iyisini gördük?


ısırgan

İlgili Kelimeler:

denizısırganları

Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Isırgangillerden, her tarafı sert tüylerle kaplı, tüyleri kırıldığında karınca asidi denilen çok kaşındırıcı bir madde çıkartan bir ot (Urtica)

Örnek:

1. Bu ulu ağaç yerlerde sürüne sürüne kurudu ve etrafını dikenler, ısırganlar bürüdü.

1. Bu ulu ağaç yerlerde sürüne sürüne kurudu ve etrafını dikenler, ısırganlar bürüdü.


ısırgan ile taharet olmaz
Anlamı:

1. `kötü kişiden iyilik beklenmez` anlamında kullanılan bir söz


ısırgangiller
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , İki çeneklilerden, örneği ısırgan otu olan, yapışkan otu, rami vb. birtakım türleri içine alan bitki familyası


ısırgın
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , tıp , tıp , isim , isim , eskimiş , eskimiş , tıp , tıp , İsilik


ısırıcı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Isırma özelliği olan


ısırık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Isırılan yerde kalan iz

Örnek:

1. Artık onun yalnızca bir böcek ısırığı olduğunu düşünüyordum.

1. Artık onun yalnızca bir böcek ısırığı olduğunu düşünüyordum.


ısırılma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Isırılmak işi

Örnek:

1. Onun için ehemmiyetli olan şey sizin ısırılmanız değil, kendisinin ısırmasıdır.

1. Onun için ehemmiyetli olan şey sizin ısırılmanız değil, kendisinin ısırmasıdır.


ısırılmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Dişleri arasında sıkılmak veya koparılmak


ısırımlık
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bir kezde ısırılacak miktarda olan


ısırış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Isırma işi


ısırıverme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Isırıvermek işi


ısırıvermek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Ansızın ısırmak

Örnek:

1. Kuduz köpek alçakça ısırır adamı. Sessizce yanaşır arkanızdan, sol bacağınızın baldırını ısırıverir.

1. Kuduz köpek alçakça ısırır adamı. Sessizce yanaşır arkanızdan, sol bacağınızın baldırını ısırıverir.


Telaffuz : ısırı'vermek

ısırma

İlgili Kelimeler:

soğuk ısırması

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Isırmak işi

Örnek:

1. Onun için ehemmiyetli olan şey sizin ısırılmanız değil, kendisinin ısırmasıdır.

1. Onun için ehemmiyetli olan şey sizin ısırılmanız değil, kendisinin ısırmasıdır.


ısırmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Dişleri arasına alıp sıkmak

Örnek:

1. Dolu bir kadeh içti ve meze yerine alt dudağını ısırdı.

1. Dolu bir kadeh içti ve meze yerine alt dudağını ısırdı.

2. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Dişleriyle koparmak

Örnek:

1. Ekmekten bir lokma ısırırken hole bakıyorum.

1. Ekmekten bir lokma ısırırken hole bakıyorum.

3. Rüzgâr sert esmek, keskin bir biçimde etkilemek

Örnek:

1. Ayaz insanın yüzünü ısırıyordu.

1. Ayaz insanın yüzünü ısırıyordu.

4. Kumaş dalamak, kaşındırmak


ısırtma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Isırtmak işi

Örnek:

1. Evde bacağımı ısırtmaya çalışırken, köpek kızıp neferin elini ısırmaz mı?

1. Evde bacağımı ısırtmaya çalışırken, köpek kızıp neferin elini ısırmaz mı?


ısırtmak fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Isırmasına sebep olmak

Örnek:

1. Bir sorkun dalını, bir sürgünü ağzına doğru tutar, ısırtırlardı yılana.

1. Bir sorkun dalını, bir sürgünü ağzına doğru tutar, ısırtırlardı yılana.


ısıtabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Isıtabilmek işi


ısıtabilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Isıtma ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Isıtmaya gücü yetmek


işitebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İşitebilmek işi


işitebilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , İşitme ihtimali veya imkânı bulunmak


ısıtıcı

İlgili Kelimeler:

elektrikli ısıtıcı, iç ısıtıcı, su ısıtıcısı

Anlamı:

1. isim , isim , teknik , teknik , isim , isim , teknik , teknik , Bir nesnenin, genellikle bir akışkanın sıcaklığını, kullanmadan önce arttırmaya yarayan alet