Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
işitilebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İşitilebilmek işi


işitilebilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , İşitilme ihtimali bulunmak

Örnek:

1. Köşk o kadar sessizdi ki yere bir kibrit çöpü düşse çıkardığı ses işitilebilirdi.

1. Köşk o kadar sessizdi ki yere bir kibrit çöpü düşse çıkardığı ses işitilebilirdi.


işitiliş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İşitilme işi


ısıtılma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Isıtılmak işi


ısıtılmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Isıtma işi yapılmak

Örnek:

1. O evlerin ısıtılacağını, akşama sıcak yemek yapılacağını, evlerin ıssız olmadığını haber verirdi.

1. O evlerin ısıtılacağını, akşama sıcak yemek yapılacağını, evlerin ıssız olmadığını haber verirdi.


işitilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İşitilmek işi


işitilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Duyulmak

Örnek:

1. Karanlıkta öteden beriden camların açıldığı duyuluyor, fısıltılar işitiliyordu.

1. Karanlıkta öteden beriden camların açıldığı duyuluyor, fısıltılar işitiliyordu.


işitilmemiş
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , O güne değin duyulmamış, şaşılacak, olağan dışı


işitilmemişlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İşitilmemiş olma durumu


işitim
Anlamı:

1. isim , isim , biyoloji , biyoloji , isim , isim , biyoloji , biyoloji , İşitme duyusu, işitme yetisi


ışıtım
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , İçine yağ konularak ucundaki fitil sayesinde ışık elde edilen kandil


ısıtıp ısıtıp önüne koymak
Anlamı:

1. daha önce geçmiş bir olayı, bir işi, ileri sürülmüş bir düşünceyi sık sık tekrarlamak


işitiş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İşitme işi


ısıtış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Isıtma işi


ısıtma

İlgili Kelimeler:

buharlı ısıtma, merkezî ısıtma

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Isıtma işi, teshin

2. eskimiş , eskimiş , eskimiş , eskimiş , Sıtma


ışıtma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Işıtmak işi


ısıtmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Sıcak duruma getirmek

Örnek:

1. Her gün birkaç ev kadını orada çalı çırpıyla su ısıtıp çamaşırını yıkıyor.

1. Her gün birkaç ev kadını orada çalı çırpıyla su ısıtıp çamaşırını yıkıyor.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Çekici, olumlu, hoş bir duruma getirmek

Örnek:

1. Orada kapkaranlık, soğuk geceleri ısıtan bir aydınlık vardı.

1. Orada kapkaranlık, soğuk geceleri ısıtan bir aydınlık vardı.


ışıtmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Işık saçmak, ışıklandırmak

Örnek:

1. Bulutlar geçip gidince kalan gök / Ey içimizi ışıtan has renk

1. Bulutlar geçip gidince kalan gök / Ey içimizi ışıtan has renk


işitme

İlgili Kelimeler:

işitme kesesi, işitme taşı, renkli işitme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İşitmek işi

2. Duyma, sema (II)

Örnek:

1. Bunu işitmeye ne kadar muhtaçmış!

1. Bunu işitmeye ne kadar muhtaçmış!


işitme kesesi
Anlamı:

1. isim , isim , anatomi , anatomi , isim , isim , anatomi , anatomi , Suda yaşayan bazı omurgasız hayvanlardan, işitme taşını içinde bulunduran akışkan sıvılı organ, otosist


işitme taşı
Anlamı:

1. isim , isim , anatomi , anatomi , isim , isim , anatomi , anatomi , Omurgalılarda ve bazı omurgasızlarda denge organı olan, iç kulakta bulunan kalker parçacıkları, otolit


işitmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Kulakla algılamak, duymak

Örnek:

1. Doktorun sesini işitince koştu, yanakları kırmızı, gözleri parlıyordu.

1. Doktorun sesini işitince koştu, yanakları kırmızı, gözleri parlıyordu.

2. Haber almak


işitmemezlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İşitmemiş, duymamış gibi davranma


işitmezliğe getirmek (veya işitmezlikten gelmek)
Anlamı:

1. işitmemiş, duymamış gibi davranmak, aldırmamak


işitmezlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İşitmez olma durumu