Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
ışın tedavisi
Anlamı:

1. isim , isim , fizik , fizik , tıp , tıp , isim , isim , fizik , fizik , tıp , tıp , X ışınlarının biyolojik etkisine dayanan tedavi yöntemi, radyoterapi

Örnek:

1. Güner'i her gün tekerlekli bir sedyeyle ışın tedavisine indirirdim hastanede.

1. Güner'i her gün tekerlekli bir sedyeyle ışın tedavisine indirirdim hastanede.


işin tuhafı
Anlamı:

1. işin tuhaf olan yanı

Örnek:

1. İşin tuhafı, tek perdesi kalkmış fayton penceresinde görünen silindir şapkalı adam da altın dişlerini göstere göstere kahkahalar atıyor.

1. İşin tuhafı, tek perdesi kalkmış fayton penceresinde görünen silindir şapkalı adam da altın dişlerini göstere göstere kahkahalar atıyor.


işin ucu birine dokunmak
Anlamı:

1. bir işten dolaylı olarak zarar görmek


işin üstesinden gelmek
Anlamı:

1. güç bir işi başarmak, sonuçlandırmak


isin yanına varan is, misin yanına varan mis kokar
Anlamı:

1. `kişi kiminle arkadaşlık ederse ondan kendisine birtakım huylar geçer` anlamında kullanılan bir söz


işin yoksa şahit ol, paran çoksa kefil ol
Anlamı:

1. `tanıklık boş oturan kimselerin, kefillik ise parası çok olan kimselerin işidir` anlamında kullanılan bir söz


ısınabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Isınabilmek işi


ısınabilmek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , nesnesiz , nesnesiz , -e , -e , nesnesiz , nesnesiz , Isınma ihtimali veya imkânı bulunmak


işinden olmak
Anlamı:

1. görevini yitirmek, görevinden atılmak

Örnek:

1. Tabii ertesi günü işinden oldu. İşinden olunca o da gitti askere yazıldı.

1. Tabii ertesi günü işinden oldu. İşinden olunca o da gitti askere yazıldı.


ısındırabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Isındırabilmek işi


ısındırabilmek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Isındırma ihtimali veya imkânı bulunmak


ısındırma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Isındırmak işi

Örnek:

1. Kutu kutu hediyeler, el örgüsü ceketlerle çocuğu kendilerine ısındırmaya çalışıyorlardı.

1. Kutu kutu hediyeler, el örgüsü ceketlerle çocuğu kendilerine ısındırmaya çalışıyorlardı.


ısındırmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Isınmasını sağlamak, sıcaklık kazandırmak

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Birinin bir şeye alışmasını, ilgi duymasını sağlamak

Örnek:

1. Neşesi ve canlılığıyla beni tekrar evime ısındırmıştı.

1. Neşesi ve canlılığıyla beni tekrar evime ısındırmıştı.


işine bak!
Anlamı:

1. `görevini, işini sürdür` anlamında kullanılan bir söz

Örnek:

1. Otururuz, otururuz sen işine bak!

1. Otururuz, otururuz sen işine bak!

2. `sen karışma` anlamında kullanılan bir söz


işine gelmek
Anlamı:

1. çıkarına, amacına, düşüncesine uygun olmak

Örnek:

1. Yattığı yerden işine gelen kararları onaylar, hoşlanmadıklarını bozarmış.

1. Yattığı yerden işine gelen kararları onaylar, hoşlanmadıklarını bozarmış.


işine göre
Anlamı:

1. çıkarına uygun


işine hor bakan boynuna torba takar
Anlamı:

1. `işini küçümseyen kişi para kazanamaz, para kazanamayanın sonu ise dilenciliktir` anlamında kullanılan bir söz


işine koyulmak
Anlamı:

1. işini yapmayı sürdürmek


işini bilmek
Anlamı:

1. nereden, nasıl yararlanacağını bilmek, çıkarını bilmek


işini bitirmek
Anlamı:

1. argo , argo , argo , argo , öldürmek


Ön Takı : (birinin)

işini görmek
Anlamı:

1. görevini yapmak

Örnek:

1. Bu dünyaya geldi geleli elini ılıktan soğuğa vurmamış, işini hep kurnazlıkla görmüştür.

1. Bu dünyaya geldi geleli elini ılıktan soğuğa vurmamış, işini hep kurnazlıkla görmüştür.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , dövmek

3. argo , argo , argo , argo , öldürmek


işini kış tut da yaz çıkarsa bahtına
Anlamı:

1. `başladığın bir işte her zaman güçlüklerle karşılaşacağını varsay ki sonunda hayal kırıklığına uğramayasın, iyi sonuçlar aldığında sevinesin` anlamında kullanılan bir söz


işini uydurmak
Anlamı:

1. kurnaz, açıkgöz davranarak işine istediği gibi biçim vermek


işini yoluna koymak
Anlamı:

1. işi veya görevi olumlu olarak yürütmek, sıkıntı çekmeden gerçekleştirmek


ışınım

İlgili Kelimeler:

ışınım akısı, ışınım alıcısı, ışınım basıncı, ışınım dengesi, ışınımölçer, Güneş ışınımı

Anlamı:

1. isim , isim , fizik , fizik , isim , isim , fizik , fizik , Işın veya tanecik yayımı, ışıma, radyasyon

2. Uzayda yayılan bir dalgayı oluşturan ögelerin bütünü, ışıma, radyasyon

3. Bir enerjinin ışık demeti durumunda yayılması, ışıma, radyasyon

4. Isının, bir kaynaktan ışın ve dalga hareketi yoluyla yayılması, ışıma, radyasyon