92406 kayıt bulundu.
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Terslik olsun diye
1. Dünya kendisinden ibaretmiş gibi görünmeyi nedense inadına abartırdı.
1. Dünya kendisinden ibaretmiş gibi görünmeyi nedense inadına abartırdı.
2. Gereğinin, istenilenin tersine
1. Şu hayatta azalması gerektiğini öğrendiği an inadına çoğalan, cabadan doğuran bir şey varsa o da evhamdır.
1. Şu hayatta azalması gerektiğini öğrendiği an inadına çoğalan, cabadan doğuran bir şey varsa o da evhamdır.
Telaffuz : i'nadına
1. isim , isim , isim , isim , İnanmak işi
2. Bir kimse veya şeyin doğruluğunu, büyüklüğünü ve gücünü sarsılmaz bir duygu ile benimseme
1. Kendi paylarına düşen fedakârlığı, devlet, millet uğrunda inanla, güvenle, umutla bir daha tazeliyorlardı.
1. Kendi paylarına düşen fedakârlığı, devlet, millet uğrunda inanla, güvenle, umutla bir daha tazeliyorlardı.
3. Tanrı'ya duyulan sınırsız inanış, iman, itikat
1. `bana inanınız` anlamında kullanılan bir söz
1. İnan olsun, ben bunu biliyordum.
1. İnan olsun, ben bunu biliyordum.
1. -e , -e , -e , -e , İnanma ihtimali bulunmak
1. Ballandırarak anlattığı bu başarıların parlaklığına ben de inanabileyim isterdim.
1. Ballandırarak anlattığı bu başarıların parlaklığına ben de inanabileyim isterdim.
batıl inanç, boş inanç
1. isim , isim , isim , isim , Bir düşünceye gönülden bağlı bulunma
1. Bilhassa kadınlar arasında hurafeye inanç fazla buralarda.
1. Bilhassa kadınlar arasında hurafeye inanç fazla buralarda.
2. Birine duyulan güven, inanma duygusu
3. İnanılan şey, görüş, öğreti
1. Kendi getirdikleri inançtan başka her şeye kapalıdır zevkleri.
1. Kendi getirdikleri inançtan başka her şeye kapalıdır zevkleri.
4. din bilgisi , din bilgisi , din bilgisi , din bilgisi , Tanrı'ya, bir dine inanma, akide, iman, itikat
1. Herkes, vicdan, dinî inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir.
1. Herkes, vicdan, dinî inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir.
1. sıfat , sıfat , din bilgisi , din bilgisi , sıfat , sıfat , din bilgisi , din bilgisi , İnancılığı savunan, fideist
1. isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , Temel gerçeklerin akılla kavranamayacağını ancak inan yoluyla elde edilebileceğini savunan öğretilerin genel adı, imaniye, fideizm
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İnancı olan, imanlı, itikatlı, mutekit
1. Paşa, sağlam inançlı bir Müslümandı.
1. Paşa, sağlam inançlı bir Müslümandı.
1. isim , isim , isim , isim , İnançsız olma durumu, inansızlık, imansızlık, itikatsızlık