imzalanış

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İmzalanma işi

imzalanma

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İmzalanmak işi

imzalanmak fiil

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , İmzalama işi yapılmak

Örnek:

1. Birlik ve beraberlik içinde dilekçeler yazılıp kâğıtlar imzalandı.

1. Birlik ve beraberlik içinde dilekçeler yazılıp kâğıtlar imzalandı.

imzalatabilme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İmzalatabilmek işi

imzalatabilmek fiil

Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , İmzalatma ihtimali veya imkânı bulunmak

imzalatılabilme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İmzalatılabilmek işi

imzalatılabilmek fiil

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , İmzalatılma ihtimali veya imkânı bulunmak

Örnek:

1. Lüsyen Hanım'a da uydurma bir kâğıt imzalatılabileceği imkân ve ihtimal sınırları içindedir.

1. Lüsyen Hanım'a da uydurma bir kâğıt imzalatılabileceği imkân ve ihtimal sınırları içindedir.

imzalatma

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İmzalatmak işi

imzalatmak fiil

Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , İmza attırmak

imzalayabilme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İmzalayabilmek işi

imzalayabilmek fiil

Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , İmzalama ihtimali veya imkânı bulunmak

imzalayış

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İmzalama işi

imzalı

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İmza edilmiş

Örnek:

1. Sözü, bugünkü imzalı senetlerden daha sağlam olan eski Türk tüccarlarının sözü...

1. Sözü, bugünkü imzalı senetlerden daha sağlam olan eski Türk tüccarlarının sözü...

2. zarf , zarf , zarf , zarf , İmza edilmiş olarak

Örnek:

1. Gerçi Akis'te yazılar imzalı yazılmazdı ama avuç içi kadar bir çevrede herkes kimin nereye ne yazdığını bilirdi.

1. Gerçi Akis'te yazılar imzalı yazılmazdı ama avuç içi kadar bir çevrede herkes kimin nereye ne yazdığını bilirdi.

3. Yazarı belirtilmiş

imzasız

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İmza edilmemiş

2. Yazanı belirtilmemiş

Örnek:

1. İmzasız mektupların işe yaradığını görerek işi azıtacak diye çekindi.

1. İmzasız mektupların işe yaradığını görerek işi azıtacak diye çekindi.

imzasızlık

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İmzasız olma durumu

imzayı basmak (veya çakmak)

Anlamı:

1. teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , imzalamak, imza etmek

in

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yaban hayvanlarının kendilerine yuva edindikleri kovuk

2. Mağara

in

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İnsan

Lisan : Arapça ins

In

Anlamı:

1. kimya , kimya , kimya , kimya , İndiyum elementinin simgesi

in-line skate

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , 343 kaykaç

Lisan : İngilizce in-line skate

in cin

Anlamı:

1. hiç kimse

Örnek:

1. Ortada in cin görünmüyor ama istasyonla otel arasındaki bulvar elektrik ışığında bembeyaz.

1. Ortada in cin görünmüyor ama istasyonla otel arasındaki bulvar elektrik ışığında bembeyaz.

in cin top oynamak

Anlamı:

1. hiçbir canlı varlık bulunmamak

Örnek:

1. Adam inlerle cinlerin top oynadığı yolda mezarlığın yıkık duvarına sıçradı.

1. Adam inlerle cinlerin top oynadığı yolda mezarlığın yıkık duvarına sıçradı.

in cin yok

Anlamı:

1. hiç kimse yok

in gibi

Anlamı:

1. dar ve karanlık (yer)

in misin, cin misin

Anlamı:

1. genellikle masallarda `insan mısın, cin misin?` anlamında kullanılan bir söz