iltifat etmek

Anlamı:

1. ilgilenmek, saygı göstermek

Örnek:

1. İltifat etti, hatırını sordu.

1. İltifat etti, hatırını sordu.

2. beğenmek, rağbet etmek

Örnek:

1. Akşamki yemeklere iltifat eden çok oldu.

1. Akşamki yemeklere iltifat eden çok oldu.

iltifatkâr

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Güler yüz gösteren, hoş davranan, mültefit

Lisan : Arapça iltifāt + Farsça -kār

iltifatlı

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yüze gülen, gönül alan

Örnek:

1. Naciye Hanım bu iltifatlı karşılanışa aynı hararetle mukabele etmedi.

1. Naciye Hanım bu iltifatlı karşılanışa aynı hararetle mukabele etmedi.

iltihabi

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , İltihabı olan, yangılı, iltihaplı

Lisan : Arapça iltihābī

Telaffuz : iltiha:bi:

iltihak

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Katılma

Lisan : Arapça iltiḥāḳ

Telaffuz : iltiha:kı

iltihak etmek

Anlamı:

1. katılmak

Örnek:

1. Ricat yolu üstünde bıraktığımız nöbetçiler birer birer müfrezeye iltihak etti.

1. Ricat yolu üstünde bıraktığımız nöbetçiler birer birer müfrezeye iltihak etti.

iltihap

İlgili Kelimeler:

bağırsak iltihabı, karın zarı iltihabı, orta kulak iltihabı, yutak iltihabı

Anlamı:

1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Yangı

Lisan : Arapça iltihāb

Telaffuz : iltiha:bı

iltihaplanma

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yangılanma

iltihaplanmak fiil

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Yangılanmak

iltihaplı

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yangılı

iltihapsız

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yangısız

iltimas

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Haksız yere, yasa ve kurallara uymaksızın kayırma, arka çıkma

Örnek:

1. Onun için buraya kabul edilişimde bir iltimas seziyordum, buysa beni yerin dibine geçiriyordu.

1. Onun için buraya kabul edilişimde bir iltimas seziyordum, buysa beni yerin dibine geçiriyordu.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Birine herhangi bir konuda öncelik ve ayrıcalık tanıma

Örnek:

1. Şimdi bir de tavsiyeden iltimastan bahsediyorlar.

1. Şimdi bir de tavsiyeden iltimastan bahsediyorlar.

Lisan : Arapça iltimās

Telaffuz : iltima:sı

iltimas etmek (veya geçmek)

Anlamı:

1. kayırmak, korumak

Örnek:

1. Sanırım ki öğretmenler bana iltimas geçiyorlardı.

1. Sanırım ki öğretmenler bana iltimas geçiyorlardı.

Ön Takı : (birine)

iltimasçı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kayırıcı

iltimasçılık

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kayırıcılık

iltiması olmak

Anlamı:

1. arkası, kayırıcısı olmak

Ön Takı : (birinin)

iltimaslı

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Arkalı

2. Kayırılarak yapılan (iş)

iltisak

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Kavuşma, bitişme, birleşme

Lisan : Arapça iltiṣāḳ

Telaffuz : iltisa:kı

iltisaki

İlgili Kelimeler:

iltisaki dil

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , dil bilgisi , dil bilgisi , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , dil bilgisi , dil bilgisi , Bitişken

Lisan : Arapça iltiṣāḳī

Telaffuz : iltisa:ki:

iltisaki dil

Anlamı:

1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Bitişken dil

iltizam

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Kayırma, bir tarafı tutma

2. Gerekli bulma

3. Kesenek

Lisan : Arapça iltizām

Telaffuz : iltiza:mı

iltizam etmek

Anlamı:

1. keseneğe almak

iltizamcı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kesenekçi

iltizamcılık

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kesenekçilik

iltizami

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , İsteyerek, bilerek yapılan

Lisan : Arapça iltizāmī

Telaffuz : iltiza:mi: