illaki

Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , İlla

Örnek:

1. Bildiğimiz şeyleri bilebilmek için illaki bir alamet bekleriz.

1. Bildiğimiz şeyleri bilebilmek için illaki bir alamet bekleriz.

---

Lisan : Arapça illā + Farsça ki

Telaffuz : i'lla:ki, l ince okunur

illallah

Anlamı:

1. ünlem , ünlem , ünlem , ünlem , Usanç ve bezginlik anlatan bir söz

Örnek:

1. Artık tavsiye ve iltimastan illallah!

1. Artık tavsiye ve iltimastan illallah!

---

Lisan : Arapça illallah

Telaffuz : i'llallah

illallah dedirtmek

Anlamı:

1. bezdirmek, usandırmak

Örnek:

1. Keza, kaç zamandır apartman sakinlerine illallah dedirten çöp kokusunun nispeten en az hissedildiği yer de gene burasıydı.

1. Keza, kaç zamandır apartman sakinlerine illallah dedirten çöp kokusunun nispeten en az hissedildiği yer de gene burasıydı.

---

illallah demek (veya etmek)

Anlamı:

1. usanmak, bıkmak, bezmek

---

ille

İlgili Kelimeler:

ille velakin

Anlamı:

1. zarf , zarf , halk ağzında , halk ağzında , zarf , zarf , halk ağzında , halk ağzında , İlla

---

Telaffuz : i'lle

ille velakin

Anlamı:

1. bağlaç , bağlaç , halk ağzında , halk ağzında , bağlaç , bağlaç , halk ağzında , halk ağzında , Gelgelelim

Örnek:

1. İlle velakin bunun ne dermanı vardır ne de fermanı.

1. İlle velakin bunun ne dermanı vardır ne de fermanı.

---

illegal

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , hukuk , hukuk , sıfat , sıfat , hukuk , hukuk , Yasa dışı

Örnek:

1. İllegal örgütler.

1. İllegal örgütler.

---

Lisan : Fransızca illégal

Telaffuz : l ince okunur

illegallik

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yasa dışılık

---

illet

İlgili Kelimeler:

köstebek illeti

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hastalık

Örnek:

1. Ben şarlatan değilim, oğlum. Bu illetin devası bendedir.

1. Ben şarlatan değilim, oğlum. Bu illetin devası bendedir.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Hastalık derecesine varan alışkanlık

Örnek:

1. Ya sayfa sayfa mektup yazmak illetine tutulmuş olanlara ne diyeyim?

1. Ya sayfa sayfa mektup yazmak illetine tutulmuş olanlara ne diyeyim?

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bozukluk

Örnek:

1. Bu radyonun bir illeti var.

1. Bu radyonun bir illeti var.

4. sıfat , sıfat , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , sıfat , sıfat , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , Kızdıran, sinirlendiren (şey veya kimse)

5. eskimiş , eskimiş , felsefe , felsefe , eskimiş , eskimiş , felsefe , felsefe , Sebep

---

Lisan : Arapça ʿillet

illet etmek

Anlamı:

1. sakatlamak

2. sinirlendirmek, kızdırmak

---

Ön Takı : (birini)

illet olmak

Anlamı:

1. çok sinirlenmek, çok kızmak

Örnek:

1. Batı taklitçiliği de illet olduğu sorunlardan biri idi.

1. Batı taklitçiliği de illet olduğu sorunlardan biri idi.

---

illetli

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Hastalığı olan

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Sürekli aksaklık gösteren

---

illetlilik

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İlletli olma durumu

---

illî

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , felsefe , felsefe , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , felsefe , felsefe , Nedensel

---

Lisan : Arapça ʿillī

Telaffuz : illi:

illiyet

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , felsefe , felsefe , isim , isim , eskimiş , eskimiş , felsefe , felsefe , Nedensellik

---

Lisan : Arapça ʿilliyyet

illüstrasyon

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Resimleme

---

Lisan : Fransızca illustration

illüzyon

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Göz bağı

2. ruh bilimi , ruh bilimi , ruh bilimi , ruh bilimi , Yanılsama

---

Lisan : Fransızca illusion

illüzyonist

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Göz bağcı

---

Lisan : Fransızca illusionniste

illüzyonizm

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Göz bağcılık

---

Lisan : Fransızca illusionnisme

ilme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İlmek işi

---

ilmek

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çözülmesi kolay düğüm, eğreti düğüm, ilmik

Örnek:

1. Kazak ördüm ağladım / İlmek ilmek bağladım

1. Kazak ördüm ağladım / İlmek ilmek bağladım

---

ilmek fiil

Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Hafif bir düğüm yaparak bağlamak

2. Halı dokurken düğümleri bağlamak

---

ilmek fiil

Anlamı:

1. -e , -e , halk ağzında , halk ağzında , -e , -e , halk ağzında , halk ağzında , Değmek, dokunmak

---

ilmekleme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İlmeklemek işi

---

ilmeklemek fiil

Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , İlmek durumuna getirmek

---