Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
hazırda olmak
Anlamı:

1. yararlanılabilecek bir durumda, el altında olmak


hazırdan yemek
Anlamı:

1. çalışıp kazanmaksızın elindekini harcamak

Örnek:

1. Hep hazırdan yiyor, içiyor, her gün Fatma Hanım'ın bin türlü bahanelerle parasını çekiyordu.

1. Hep hazırdan yiyor, içiyor, her gün Fatma Hanım'ın bin türlü bahanelerle parasını çekiyordu.


hazire
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Etrafı çitle çevrili ve girilmesi yasak yer

2. Cami, türbe, tekke vb. yerlerde çevresi parmaklıklarla çevrili mezar yeri


Lisan : Arapça ḥaẓīre

Telaffuz : hazi:re

hazırlama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hazırlamak işi, anıklama

Örnek:

1. Her gün çarşı pazar dolaşarak ona küçük bir apartman hazırlamaya çalışıyoruz.

1. Her gün çarşı pazar dolaşarak ona küçük bir apartman hazırlamaya çalışıyoruz.


hazırlamak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Bir şeyi kullanılacak, yararlanılacak duruma getirmek, kurmak

Örnek:

1. Bir çeyrek saat içinde bavullarımızı bile hazırlayamazdık.

1. Bir çeyrek saat içinde bavullarımızı bile hazırlayamazdık.

2. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Bir şeyi ortaya koymak, gerçekleştirmek

Örnek:

1. Sözlük hazırlamak.

1. Sözlük hazırlamak.

3. Önceden düzenlemek

Örnek:

1. Ayrıca kimi Karagözcüler kendi görüntülerini kendileri hazırlarlar.

1. Ayrıca kimi Karagözcüler kendi görüntülerini kendileri hazırlarlar.

4. Önlem almak, sağlamak

Örnek:

1. Kış için kömürü hazırladık.

1. Kış için kömürü hazırladık.

5. Sebep olmak, yol açmak

Örnek:

1. İç bölünmeler felaketi hazırlar.

1. İç bölünmeler felaketi hazırlar.

6. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Birini herhangi bir şeyi yapabilecek veya bir şeyi yüklenebilecek duruma getirmek

Örnek:

1. Yine ömründe bir kez bile tiyatroya gitmemiş olan babamı ertesi hafta annem hazırladı.

1. Yine ömründe bir kez bile tiyatroya gitmemiş olan babamı ertesi hafta annem hazırladı.

7. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Alıştırmak

Örnek:

1. Onu kötü habere hazırladık.

1. Onu kötü habere hazırladık.

8. kimya , kimya , kimya , kimya , Bir maddeyi elde etmek


hazırlanabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hazırlanabilmek işi


hazırlanabilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Hazırlanma ihtimali veya imkânı bulunmak


hazırlanış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hazırlanma işi


hazırlanma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hazırlanmak işi

Örnek:

1. Bu son dönemde çocuklarının sınavlara rahatça hazırlanmaları için aile ilk kez ikiye bölündü.

1. Bu son dönemde çocuklarının sınavlara rahatça hazırlanmaları için aile ilk kez ikiye bölündü.


hazırlanmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Hazır duruma getirilmek

Örnek:

1. Şimdi adanın lüks otellerinde akşam yemeği hazırlanıyordu.

1. Şimdi adanın lüks otellerinde akşam yemeği hazırlanıyordu.

2. -e , -e , -e , -e , Kendini hazırlamak

Örnek:

1. Bir bayram günü, bütün köy halkı, o ikindi yapılacak deve güreşini seyretmeye hazırlanıyordu.

1. Bir bayram günü, bütün köy halkı, o ikindi yapılacak deve güreşini seyretmeye hazırlanıyordu.


hazırlatma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hazırlatmak işi


hazırlatmak fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Hazır duruma getirmek

Örnek:

1. Otelden getirttiği masaları yan yana dizdirerek mehtaba karşı uzun bir sofra hazırlatmıştı.

1. Otelden getirttiği masaları yan yana dizdirerek mehtaba karşı uzun bir sofra hazırlatmıştı.


hazırlattırma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hazırlattırmak işi


hazırlattırmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Hazırlatmasını sağlamak


hazırlayabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hazırlayabilmek işi


hazırlayabilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Hazırlama ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Hazırlamaya gücü yetmek

Örnek:

1. Midemin gönlünü bir nebze de olsa alabildiğime göre, ilacımı hazırlayabilirim artık.

1. Midemin gönlünü bir nebze de olsa alabildiğime göre, ilacımı hazırlayabilirim artık.


hazırlayış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hazırlama işi


hazırlayıverme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hazırlayıvermek işi


hazırlayıvermek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Çabucak hazırlamak


Telaffuz : hazırlayı'vermek

hazırlık

İlgili Kelimeler:

hazırlık çalışması, hazırlık devresi, hazırlık dönemi, hazırlık sınıfı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hazırlanmak için gereken şey veya durumların bütünü

Örnek:

1. Hazırlıkların uzun zamandır devam ettiğinden, kimi ayrıntılardan öteden beri haberdardım.

1. Hazırlıkların uzun zamandır devam ettiğinden, kimi ayrıntılardan öteden beri haberdardım.


hazırlık çalışması
Anlamı:

1. isim , isim , spor , spor , isim , isim , spor , spor , Alıştırma


hazırlık devresi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hazırlık dönemi

Örnek:

1. O gece mehtaba çıkmak için bir hayli evvelinden başlayan tatlı bir hazırlık devresi vardı.

1. O gece mehtaba çıkmak için bir hayli evvelinden başlayan tatlı bir hazırlık devresi vardı.


hazırlık dönemi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hazırlanmak için geçen süre, hazırlık devresi


hazırlık görmek (veya yapmak)
Anlamı:

1. hazır olmak için gereken şeyleri toplamak veya durumları sağlamak


hazırlık sınıfı
Anlamı:

1. isim , isim , eğitim bilimi , eğitim bilimi , isim , isim , eğitim bilimi , eğitim bilimi , Öğrencilere, belli bir öğretim programını izlemek veya belli bir okulda okumak için gerekli temel anlayış, bilgi ve becerileri kazandırmak amacıyla bir okula, bir üniversiteye bağlı olarak açılan öğretim öncesi sınıf