Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
hazır beton
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yapı işlerinde kullanılmak üzere beton santrallerinde hazırlandıktan sonra karmaçlarla taşınan karışım


hazır bulunmak (veya olmak)
Anlamı:

1. bir yerde var olmak, kendi bulunmak

2. bir şeyi hemen yapabilecek durumda olmak


hazır çorba
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Önceden hazırlanmış ve paket hâlinde satışa sunulmuş çorba


hazır değer
Anlamı:

1. isim , isim , ekonomi , ekonomi , isim , isim , ekonomi , ekonomi , Önceden belirlenmiş değer


hazır etmek
Anlamı:

1. hemen kullanabilecek duruma getirmek


Ön Takı : (bir şeyi)

hazır giyim
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Standart ölçülere göre seri olarak hazırlanmış ve satışa sunulmuş giyim eşyası


hazır kahve
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Granül hâline getirilen kahveye sıcak su veya süt eklenerek hazırlanan içecek


hazır kıta
Anlamı:

1. isim , isim , askerlik , askerlik , isim , isim , askerlik , askerlik , Gerektiği anda kullanılmak ve görevlendirilmek üzere hazır bulundurulan birlik


hazır mama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Anne sütüne yakın özellikler içeren, fabrikasyon besin


hazır mezarın ölüsü
Anlamı:

1. şaka yollu , şaka yollu , şaka yollu , şaka yollu , her hizmeti başkalarından bekleyen tembeller için söylenen bir söz


hazır ol duruşu
Anlamı:

1. isim , isim , spor , spor , askerlik , askerlik , isim , isim , spor , spor , askerlik , askerlik , Vücudun baş dik, göğüs ileride, omurga ve bacaklar gergin, topuklar bitişik, kollar doğal yerinde, avuçlar uyluklarda olarak ayakta bulunduğu durum


hazır ol!
Anlamı:

1. esas duruşa geçilmesi için verilen komut


hazır olmak
Anlamı:

1. hazır durumda bulunmak

Örnek:

1. Giyinmiş kuşanmış, benim de giyinip kuşanıp hazır olmamı bekliyor.

1. Giyinmiş kuşanmış, benim de giyinip kuşanıp hazır olmamı bekliyor.


hazır para
Anlamı:

1. isim , isim , ekonomi , ekonomi , isim , isim , ekonomi , ekonomi , Nakit, elde mevcut para, likit

Örnek:

1. Onunla temas ve münasebete girmektense hiçbir şey yapmamayı ve hazır paradan yemeyi tercih ediyorum.

1. Onunla temas ve münasebete girmektense hiçbir şey yapmamayı ve hazır paradan yemeyi tercih ediyorum.


hazır yemek
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kısa sürede hazırlanan ve yemek için az zaman harcanan hafif yiyecek


hazır yiyici
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Önceden kazanılmış varlığı harcayan (kimse)


hazır yiyicilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hazır yiyici olma durumu


hazıra dağlar dayanmaz
Anlamı:

1. `sürekli harcama, en büyük birikimleri bile eritir` anlamında kullanılan bir söz


hazıra konmak
Anlamı:

1. başkasının emeğiyle ortaya çıkmış bir şeyden yararlanmak

Örnek:

1. Hazıra konmak istemeyen şair, yeni söyleyişler aramak zorundadır.

1. Hazıra konmak istemeyen şair, yeni söyleyişler aramak zorundadır.


haziran

İlgili Kelimeler:

haziran böceği

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yılın altıncı ayı


Lisan : Arapça ḥazīrān

Telaffuz : hazi:ran

haziran böceği
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Mayıs böceklerinden, tarım bitkilerine çok zarar veren kın kanatlı bir böcek (Amphimallus solstitialis)


hazırcevap
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Gerektiğinde çabuk, yerinde cevaplar bulup veren (kimse)

Örnek:

1. Bu babacan, filozof ve hazırcevap insanlar kuşağı, tükenen bir görgü devrinin son kalıntıları gibidir.

1. Bu babacan, filozof ve hazırcevap insanlar kuşağı, tükenen bir görgü devrinin son kalıntıları gibidir.


Lisan : Arapça ḥāżir + cevāb

hazırcevaplık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hazırcevap olma durumu

Örnek:

1. O espri, taklit ve hazırcevaplık konusunda eşsizdi.

1. O espri, taklit ve hazırcevaplık konusunda eşsizdi.


hazırcı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Hazır giysi satılan (yer)

Örnek:

1. Arkalarında hazırcı mağazalarından alınmış pahalı elbiseler vardı.

1. Arkalarında hazırcı mağazalarından alınmış pahalı elbiseler vardı.

2. isim , isim , isim , isim , Hazır giysi satan kimse

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Emek harcamadan her şeyi hazır olarak elde etmek isteyen (kimse)


hazırcılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hazırcı olma durumu