Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
hazırlıklı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bir şey için önceden hazırlanmış olan, tedarikli

Örnek:

1. Hazırlıklı bir konuşma.

1. Hazırlıklı bir konuşma.


hazırlıklı olmak (veya bulunmak)
Anlamı:

1. hazırlanmış olmak

Örnek:

1. Bir umuttur yok olmaya karşı az çok hazırlıklı olmak.

1. Bir umuttur yok olmaya karşı az çok hazırlıklı olmak.


hazırlıklılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hazırlıklı olma durumu


hazırlıksız
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bir şey için önceden hazırlanmamış olan

2. zarf , zarf , zarf , zarf , Bir şey için önceden hazırlanmadan


hazırlıksız olmak (veya bulunmak)
Anlamı:

1. hazırlanmamış olmak


hazırlıksız yakalanmak
Anlamı:

1. ani gelişen bir olayla beklenmedik bir biçimde karşılaşmak

Örnek:

1. Hazırlıksız yakalandığım için bir an ne yanıt vereceğimi bilememiştim.

1. Hazırlıksız yakalandığım için bir an ne yanıt vereceğimi bilememiştim.


hazırlıksızca
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Hazırlıksız bir biçimde


Telaffuz : hazırlıksı'zca

hazırlıksızlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hazırlıksız olma durumu


hazırlop
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Başkası tarafından hazırlanmış, sağlanmış, emeksiz, külfetsiz

Örnek:

1. Onlar da bu hazırlop klişeleri kullanmak fırsatını buluncaya kadar susacaklardır.

1. Onlar da bu hazırlop klişeleri kullanmak fırsatını buluncaya kadar susacaklardır.

2. Sarısı katılaşacak derecede kaynatılmış (yumurta)


hazırun

İlgili Kelimeler:

hazırun cetveli

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Bir toplantıya katılanlar

2. Bir yerde o anda bulunanlar


Lisan : Arapça ḥāżirūn

Telaffuz : ha:zıru:nu

hazırun cetveli
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir toplantıya katılanları gösteren liste


hazmedebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hazmedebilmek işi


hazmedebilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Hazmetme ihtimali veya imkânı bulunmak


Lisan : Arapça hażm + Türkçe edebilmek

Telaffuz : ha'zmedebilmek

hazmediş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hazmetme işi


hazmetme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hazmetmek durumu


hazmetmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Sindirmek

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Hoşa gitmeyen bir davranışı karşılıksız bırakmak, içine atmak

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Katlanmak, dayanmak, sabretmek

Örnek:

1. Zannediyorum ki bu acıyı hazmedemeyeceğim.

1. Zannediyorum ki bu acıyı hazmedemeyeceğim.


Lisan : Arapça hażm + Türkçe etmek

Telaffuz : ha'zmetmek

hazne

İlgili Kelimeler:

öğütme haznesi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hazine

2. Bir şeyin toplandığı, biriktirildiği yer, depo

3. eskimiş , eskimiş , eskimiş , eskimiş , Döl yatağı


Lisan : Arapça ḫazīne

hazret
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yüce kabul edilen kimselerin adlarının başına saygı, övme, yüceltme amacıyla getirilen unvan

Örnek:

1. Hazreti Ali. Hazreti Fatma.

1. Hazreti Ali. Hazreti Fatma.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Adı söylenmeyen bir kimseden söz edilirken kullanılan bir söz

Örnek:

1. Bilen bilir, kolay okunan yazar değildir hazret.

1. Bilen bilir, kolay okunan yazar değildir hazret.

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Kullanıldığında bir kişinin küçümsendiğini anlatan bir söz

4. ünlem , ünlem , ünlem , ünlem , Genellikle erkekler arasında senli benli konuşmada kullanılan bir seslenme sözü

Örnek:

1. Hazret! Şu kitabı uzatır mısın?

1. Hazret! Şu kitabı uzatır mısın?


Lisan : Arapça ḥażret

hazretleri
Anlamı:

1. saygı duyulan kişilerin adlarını veya makamlarını gösteren söze başka unvanlarla birlikte getirilen bir söz

Örnek:

1. Gazi Paşa hazretlerinin beyanatını okumayanlar var.

1. Gazi Paşa hazretlerinin beyanatını okumayanlar var.


Hazro
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Diyarbakır iline bağlı ilçelerden biri


Özel: Evet

Telaffuz : ha'zro

hazzetme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hoşlanma


hazzetmek fiil
Anlamı:

1. -den , -den , -den , -den , Hoşlanmak

Örnek:

1. Kasaba içinde Kadı İbrahim Efendi'den hazzeden kimse yoktu.

1. Kasaba içinde Kadı İbrahim Efendi'den hazzeden kimse yoktu.


Lisan : Arapça ḥaẓẓ + Türkçe etmek

Telaffuz : ha'zzetmek

hazzını çıkarmak
Anlamı:

1. zevkini çıkarmak

Örnek:

1. Günün bu son hazzını çıkarmadan ondan niçin vazgeçeriz?

1. Günün bu son hazzını çıkarmadan ondan niçin vazgeçeriz?


he
Anlamı:

1. Türk alfabesinin onuncu harfinin adı, okunuşu


he
Anlamı:

1. edat , edat , halk ağzında , halk ağzında , edat , edat , halk ağzında , halk ağzında , Evet