Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
He
Anlamı:

1. kimya , kimya , kimya , kimya , Helyum elementinin simgesi


he demek
Anlamı:

1. onamak


heba
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Hiçbir işe yaramadan yok olma, boşa gitme


Lisan : Arapça hebāʾ

Telaffuz : heba:

heba etmek
Anlamı:

1. boşuna harcamak, ziyan etmek

Örnek:

1. Herkes eğlenirken pansiyonumda gaflet uykusuna dalıp hayatımı heba edebilir miyim?

1. Herkes eğlenirken pansiyonumda gaflet uykusuna dalıp hayatımı heba edebilir miyim?


heba olmak
Anlamı:

1. boşa gitmek, ziyan olmak

Örnek:

1. Koca bir gün heba oldu.

1. Koca bir gün heba oldu.


hebenneka
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Zeki ve becerikli olmadığı hâlde kendini öyle sanan kimse


Lisan : Arapça hebenneḳa

heccav
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Yergici


Lisan : Arapça heccāv

Telaffuz : hecca:vı

hece

İlgili Kelimeler:

hece ölçüsü, hece taşı, hece vezni, hece yutumu, açık hece, kapalı hece, orta hece düşmesi, uzun hece, vurgulu hece, vurgusuz hece

Anlamı:

1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Bir solukta çıkarılan ses veya ses birliği, seslem

Örnek:

1. Okumak sözünde üç hece vardır.

1. Okumak sözünde üç hece vardır.

2. edebiyat , edebiyat , edebiyat , edebiyat , Hece ölçüsü

Örnek:

1. Oyunlar aruz ve hece olmak üzere iki kesime ayrılmıştı.

1. Oyunlar aruz ve hece olmak üzere iki kesime ayrılmıştı.


Lisan : Arapça hicāʾ

hece ölçüsü
Anlamı:

1. isim , isim , edebiyat , edebiyat , isim , isim , edebiyat , edebiyat , Belirli sayıdaki hece kümelerine dayanan şiir ölçüsü, parmak hesabı, hece, hece vezni


hece taşı
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Mezar taşı


hece vezni
Anlamı:

1. isim , isim , edebiyat , edebiyat , isim , isim , edebiyat , edebiyat , Hece ölçüsü


hece yutumu
Anlamı:

1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Kelime içinde benzer hecelerden birinin düşmesi: -turur > -tur, -dur


hececi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hece ölçüsüyle şiir yazan şair

2. edebiyat , edebiyat , edebiyat , edebiyat , Millî Edebiyat döneminde hece ölçüsüyle şiirler yazan beş şairden her biri

Örnek:

1. Hececiler kendilerinden sonra yeni bir edebî neslin yetişmediğini söylüyorlar.

1. Hececiler kendilerinden sonra yeni bir edebî neslin yetişmediğini söylüyorlar.


hececilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hececi olma durumu


heceleme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hecelemek işi

Örnek:

1. Çok sürmedi, bir zaman geldi ki Emine işittiği sözü hecelemeye başladı.

1. Çok sürmedi, bir zaman geldi ki Emine işittiği sözü hecelemeye başladı.


hecelemek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Bir kelimenin hecelerini teker teker söylemek

2. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Bir kelimeyi ilk bakışta okuyamayıp heceleri teker teker okumak

Örnek:

1. Kendisine eski bir alfabe kitabı bulmuş, ara sıra heceliyor.

1. Kendisine eski bir alfabe kitabı bulmuş, ara sıra heceliyor.


heceletme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Heceletmek işi


heceletmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Hecelemesini sağlamak


hecelettirme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hecelettirmek işi


hecelettirmek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Heceletme işini yaptırmak


heceleyiş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Heceleme işi


heceli

İlgili Kelimeler:

tek heceli dil

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Herhangi bir sayıda hecesi olan

Örnek:

1. İki heceli bir kelime.

1. İki heceli bir kelime.


hecelik
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Hece miktarında olan

Örnek:

1. Üç hecelik kelime.

1. Üç hecelik kelime.


hecin
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Çift parmaklılar takımının devegiller familyasından, uzunluğu 3, yüksekliği 2 metre kadar olan, sırtında besin depo etmeye yarayan tek hörgücü bulunan, hızlı yürüyen bir tür memeli (Camellus dromedarius)

Örnek:

1. Boz renkli bir kaya, tıpkı çökmüş bir hecin sırtını andırıyordu.

1. Boz renkli bir kaya, tıpkı çökmüş bir hecin sırtını andırıyordu.


Lisan : Arapça hecīn

hedef

İlgili Kelimeler:

hedef kitle, cansız hedef

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Nişan alınacak yer, nişangâh

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Yapılması tasarlanan iş, amaç

Örnek:

1. Asıl önemlisi devlet büyük hedefler dikmişti; milletin benimsediği, övündüğü hedeflerdi bunlar.

1. Asıl önemlisi devlet büyük hedefler dikmişti; milletin benimsediği, övündüğü hedeflerdi bunlar.

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Varılacak yer, ulaşılacak son nokta

Örnek:

1. Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz'dir. İleri!

1. Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz'dir. İleri!


Lisan : Arapça hedef