Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
hayvancasına
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Hayvanca


Telaffuz : hayva'ncasına

hayvancık

İlgili Kelimeler:

güneş hayvancıkları

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ancak mikroskopla görülebilen çok küçük hayvan

2. Hayvancağız


hayvancıl
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Hayvan seven

2. Hayvanla ilgili, hayvana benzer

Örnek:

1. Ağır ve sevimli bir adam. Yalnız onunkisi, insancıl olmaktan çok hayvancıl bir sevimlilik.

1. Ağır ve sevimli bir adam. Yalnız onunkisi, insancıl olmaktan çok hayvancıl bir sevimlilik.


hayvancılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Evcil hayvanlara bakma ve yetiştirme işi


hayvani
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Hayvansal

Örnek:

1. Hayvani protein alamayan yerlerde, bu yol ile fakir fukaraya et yedirebilmek imkânı hazırlanmıştır.

1. Hayvani protein alamayan yerlerde, bu yol ile fakir fukaraya et yedirebilmek imkânı hazırlanmıştır.

2. eskimiş , eskimiş , eskimiş , eskimiş , Hayvanca

Örnek:

1. Hele birlikte öleceği kimseleri düşündükçe bu hayvani isyanı büsbütün şiddetleniyor, âdeta azgın bir hâl alıyordu.

1. Hele birlikte öleceği kimseleri düşündükçe bu hayvani isyanı büsbütün şiddetleniyor, âdeta azgın bir hâl alıyordu.


Lisan : Arapça ḥayvānī

Telaffuz : hayva:ni:

hayvanımsı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Hayvansı


hayvanın alacası dışında, insanın alacası içinde
Anlamı:

1. `hayvanların işe yarayıp yaramayacakları görünüşlerinden belli olur ancak insanların kötü huylu olup olmadıkları dışarıdan anlaşılamaz ` anlamında kullanılan bir söz


hayvaniyet
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Hayvanlık


Lisan : Arapça ḥayvāniyyet

Telaffuz : hayva:niyet

hayvanlaşma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İnsanlık erdemlerini yitirme, kabalaşma


hayvanlaşmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , İnsanlık erdemlerini yitirmek, kabalaşmak


hayvanlaştırma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hayvanlaştırmak durumu


hayvanlaştırmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Hayvan durumuna getirmek

Örnek:

1. Maymunlardan alınacak döl uzuvlarıyla beşer nesillerini hayvanlaştırmakta ne mana var?

1. Maymunlardan alınacak döl uzuvlarıyla beşer nesillerini hayvanlaştırmakta ne mana var?


hayvanlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hayvan olma durumu, hayvaniyet

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Hayvanca davranma


hayvanlık etmek
Anlamı:

1. hayvanca davranmak


hayvanoğluhayvan
Anlamı:

1. isim , isim , kaba konuşmada , kaba konuşmada , isim , isim , kaba konuşmada , kaba konuşmada , Kurnaz, işini bilen, düzenbaz, açıkgöz, uyanık kimse

2. ünlem , ünlem , ünlem , ünlem , Hakaret içeren bir seslenme sözü


Telaffuz : hayva'noğluhayvan

hayvansal
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Hayvanla ilgili, hayvani

2. Hayvandan elde edilen, hayvani

Örnek:

1. Büyük kentler bir yana bırakılırsa hayvansal besin tüketimi devede kulak denecek kadar azdır.

1. Büyük kentler bir yana bırakılırsa hayvansal besin tüketimi devede kulak denecek kadar azdır.


hayvansever
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Hayvanları seven, haklarını koruyan, onlara iyi davranan


Telaffuz : hayva'nsever

hayvanseverlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hayvansever olma durumu


hayvansı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Hayvanı andıran, hayvana benzeyen, hayvan gibi, hayvanımsı


haz

İlgili Kelimeler:

hazzetmek

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hoşa giden duygulanma, hoşlanma, zevk

Örnek:

1. Dört sene evvel kaybettiği karısı Emine Hanım'ın vefatıyla bütün sevgisini, ümidini, hazzını, şefkatini oğluna vermişti.

1. Dört sene evvel kaybettiği karısı Emine Hanım'ın vefatıyla bütün sevgisini, ümidini, hazzını, şefkatini oğluna vermişti.

2. felsefe , felsefe , felsefe , felsefe , Bir şeyden duyusal veya manevi sevinç duyma

3. müzik , müzik , müzik , müzik , Ezgi

4. ruh bilimi , ruh bilimi , ruh bilimi , ruh bilimi , Sürdürülmesi istenen ılımlı ve doygunluk veren coşku

Örnek:

1. Ömrünün en öfkeli veya buhranlı anlarında bile yaşamak hazzının parıltısı gözlerinden eksik olmazdı.

1. Ömrünün en öfkeli veya buhranlı anlarında bile yaşamak hazzının parıltısı gözlerinden eksik olmazdı.


Lisan : Arapça ḥaẓẓ

haz almak
Anlamı:

1. hoşlanmak, keyif almak

Örnek:

1. Bunların hiçbirisinden haz almazdı.

1. Bunların hiçbirisinden haz almazdı.


haz duymak
Anlamı:

1. hoşlanmak

Örnek:

1. O, kullanmaya alışık olduğu bu şartlı eşyasını gördükçe ve elledikçe bir haz duyardı.

1. O, kullanmaya alışık olduğu bu şartlı eşyasını gördükçe ve elledikçe bir haz duyardı.


haz vermek
Anlamı:

1. hoşlanmasını sağlamak

Örnek:

1. Göze bu kadar samimi ve sıcak haz veren bir mahluk çok zamandır görmemiştim.

1. Göze bu kadar samimi ve sıcak haz veren bir mahluk çok zamandır görmemiştim.


haza
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Tam anlamıyla

Örnek:

1. Yahu haza adamdı be.

1. Yahu haza adamdı be.


Lisan : Arapça hāẕā

Telaffuz : ha:za:

hazakat
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Uzluk


Lisan : Arapça ḥaẕāḳat

Telaffuz : haza:kat