Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
hasiyetli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yararlı, etkili (yiyecek ve içecek)

Örnek:

1. Hasiyetli nane şekeri.

1. Hasiyetli nane şekeri.


Hasköy
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Muş iline bağlı ilçelerden biri


Özel: Evet

Telaffuz : ha'sköy

haşlak
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kızgın, kaynar, çok sıcak

Örnek:

1. Fakat kendisini iki çatık kaşın altında parlayan iki hiddetli göz karşıladı. Sevincinin üzerine haşlak sular döküldü.

1. Fakat kendisini iki çatık kaşın altında parlayan iki hiddetli göz karşıladı. Sevincinin üzerine haşlak sular döküldü.


haşlaklık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Haşlak olma durumu


haşlama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Haşlamak işi

2. Haşlanarak pişirilen şey

Örnek:

1. Ben incik yerinin haşlamasını severim.

1. Ben incik yerinin haşlamasını severim.


haşlamak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Bir şeyi kaynar suya daldırmak

2. -i , -i , -i , -i , Bir şeyin üstüne kaynar su dökmek

3. Suda kaynatarak pişirmek

Örnek:

1. Nine yolda yerim diye iki yumurta haşladıydı.

1. Nine yolda yerim diye iki yumurta haşladıydı.

4. -i , -i , -i , -i , Kaynar sıvı bir şeyi yakmak

Örnek:

1. Kaynar su ayağımı haşladı.

1. Kaynar su ayağımı haşladı.

5. -i , -i , -i , -i , Don, kırağı bitkilere zarar vermek

6. -i , -i , -i , -i , Dalamak

Örnek:

1. Böcek çocuğun bacağını haşlamış.

1. Böcek çocuğun bacağını haşlamış.

7. -i , -i , -i , -i , Sızı vermek, acı vermek

Örnek:

1. Omuzlarına kadar vücudun derisini haşlayan bayıltıcı yanma acısı ve dehşeti çok sürmedi.

1. Omuzlarına kadar vücudun derisini haşlayan bayıltıcı yanma acısı ve dehşeti çok sürmedi.

8. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Sertçe paylamak, azarlamak

Örnek:

1. Recep'i kenara çekip fena hâlde haşladılar.

1. Recep'i kenara çekip fena hâlde haşladılar.


haşlamlılar
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Bir hücrelilerden, vücutlarında hareketi sağlayan kirpiğimsi titrek tüyleri veya beslenme işini gören çekmeleri olan, çoğu sularda yaşayan ve sadece mikroskopla görülebilen hayvanlar sınıfı


haşlanış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Haşlanma işi


haşlanma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Haşlanmak işi


haşlanmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Haşlama işi yapılmak

2. Kaynar su vb. ile yanmak

Örnek:

1. Kaynar çay döküldü, elim haşlandı.

1. Kaynar çay döküldü, elim haşlandı.


haşlatma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Haşlatmak işi


haşlatmak fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Haşlamasını sağlamak


haşlayabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Haşlayabilmek işi


haşlayabilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Haşlama ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Haşlamaya gücü yetmek


haslet
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , İnsanın yaradılışından gelen özellik, huy


Lisan : Arapça ḫaṣlet

haslık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Has olma durumu


hasmane
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Düşmanca


Lisan : Arapça ḫaṣm + Farsça -āne

Telaffuz : hasma:ne

haşmet
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Görkem

Örnek:

1. Ayıldı ve Avrupa haşmetinin tesirini silkeledi üzerinden.

1. Ayıldı ve Avrupa haşmetinin tesirini silkeledi üzerinden.


Lisan : Arapça ḥaşmet

haşmetli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Görkemli

Örnek:

1. Engin Hint ormanlarının haşmetli sessizliği beni takip ediyordu.

1. Engin Hint ormanlarının haşmetli sessizliği beni takip ediyordu.

2. isim , isim , isim , isim , Hükümdarlara verilen unvan


haşmetlilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Görkemlilik


haspa
Anlamı:

1. isim , isim , alay yollu , alay yollu , şaka yollu , şaka yollu , isim , isim , alay yollu , alay yollu , şaka yollu , şaka yollu , Kızlara, kadınlara şaka veya alay yollu söylenen bir söz

Örnek:

1. Haspa orada rahat durmamış.

1. Haspa orada rahat durmamış.


haspam!
Anlamı:

1. yakıştırılamayan nitelikler taşıyan kadın veya kızlar için kullanılan bir söz


hasredebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hasredebilmek işi


hasredebilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Hasretme ihtimali veya imkânı bulunmak


Lisan : Arapça ḥaṣr + Türkçe edebilmek

Telaffuz : ha'sredebilmek

hasrediş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hasretme işi