Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
hasıl

İlgili Kelimeler:

hasılıkelam

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Olan, ortaya çıkan, görünen


Lisan : Arapça ḥāṣil

Telaffuz : ha:sıl

haşıl
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Dokumacılıkta kullanılan unlu veya çirişli sıvı


hasıl etmek
Anlamı:

1. ortaya çıkarmak

Örnek:

1. Muharebe, bütün yollarda, kazalarda, her yerde âdeta neşe veren bir tesir hasıl etmişti.

1. Muharebe, bütün yollarda, kazalarda, her yerde âdeta neşe veren bir tesir hasıl etmişti.


hasıl olmak
Anlamı:

1. ortaya çıkmak, türemek

Örnek:

1. Biz yanlarına gelince, her gün aynı surette geçen bu siper hayatında onlar için bir değişiklik hasıl oldu.

1. Biz yanlarına gelince, her gün aynı surette geçen bu siper hayatında onlar için bir değişiklik hasıl oldu.


hasıla
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Bir işten elde edilen sonuç


Lisan : Arapça ḥāṣila

Telaffuz : ha:sıla

hasılat

İlgili Kelimeler:

gayrisafi hasılat

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ürün

2. Gelir, kazanç

Örnek:

1. Bu akşamki filmin hasılatı düşük.

1. Bu akşamki filmin hasılatı düşük.


Lisan : Arapça ḥāṣilāt

Telaffuz : ha:sıla:tı

hasılatlı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Gelir getiren

2. Ürün veren


hasılı
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Sözün kısası, kısacası

Örnek:

1. Hasılı dünyada hiçbir emelim yoktur.

1. Hasılı dünyada hiçbir emelim yoktur.


Telaffuz : ha:sılı

hasılıkelam
Anlamı:

1. zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , Kısacası


Lisan : Arapça ḥāṣil + kelām

Telaffuz : ha:sı'lıkelam, l ince okunur

haşıllama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Haşıllamak işi


haşıllamak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , halk ağzında , halk ağzında , -i , -i , halk ağzında , halk ağzında , Dokumayı unlu veya çirişli sıvıya batırmak


haşıllı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Haşıl içine konulmuş

Örnek:

1. Şimşekler yakınlarda çakar, ardından da haşıllı patiskanın cayırtıyla yırtılması gibi gök tam tepede gürler.

1. Şimşekler yakınlarda çakar, ardından da haşıllı patiskanın cayırtıyla yırtılması gibi gök tam tepede gürler.


haşılsız
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Haşıl içine konulmamış


hasım
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Düşman, yağı

2. Bir oyun, dava veya yarışta karşı taraf

Örnek:

1. O yalnız hasmıyla değil bütün sirk halkıyla güreşiyor.

1. O yalnız hasmıyla değil bütün sirk halkıyla güreşiyor.


Lisan : Arapça ḫaṣm

hasımca
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Hasım gibi davranarak


Telaffuz : hası'mca

hasımlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hasım olma durumu

2. Düşmanlık


haşin
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Sert, kırıcı, gönül kırıcı

Örnek:

1. Bu ağlamayacak kadar keskin, sert, haşin çocuk yüzü birdenbire bir yağmur gibi ağlamaya başladı.

1. Bu ağlamayacak kadar keskin, sert, haşin çocuk yüzü birdenbire bir yağmur gibi ağlamaya başladı.

2. zarf , zarf , zarf , zarf , Sert, kırıcı, gönül kırıcı bir biçimde

Örnek:

1. Öyle ani ve haşin çıkmıştı ki bu soru, karşıdaki boş bulunup ismini söyledi.

1. Öyle ani ve haşin çıkmıştı ki bu soru, karşıdaki boş bulunup ismini söyledi.


Lisan : Arapça ḫaşīn

haşinleşme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Haşinleşmek işi


haşinleşmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Sertleşmek, gönül kırıcı davranışlarda bulunmak


haşinlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Haşin olma durumu, haşin davranış


hasır

İlgili Kelimeler:

hasıraltı, hasır çelik, hasır demir, hasır otu

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Saz, kabuk, yaprak vb. bir bitki maddesiyle örülmüş taban veya tavan örtüsü

Örnek:

1. Öğle uykuma daldığım hasır üzerinde başımın altına konmuş yastık lavanta çiçeği kokardı.

1. Öğle uykuma daldığım hasır üzerinde başımın altına konmuş yastık lavanta çiçeği kokardı.

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Tamamı veya bir bölümü böyle bir örgüden yapılan

Örnek:

1. İş önlükleri bağlandı, sele denilen hasır sepetlerle tarlaya dalındı.

1. İş önlükleri bağlandı, sele denilen hasır sepetlerle tarlaya dalındı.


Lisan : Arapça ḥaṣīr

haşir
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Toplanma, bir araya gelme

2. din bilgisi , din bilgisi , din bilgisi , din bilgisi , Kıyamet gününde ölülerin diriltilip mahşere çıkarılması

Örnek:

1. Haşre kadar beklesen bu iş olmaz.

1. Haşre kadar beklesen bu iş olmaz.


Lisan : Arapça ḥaşr

hasır çelik
Anlamı:

1. isim , isim , mimarlık , mimarlık , isim , isim , mimarlık , mimarlık , İnşaatlarda düz yüzeylere atılacak betonun içine konulan, hasır biçiminde örülmüş malzeme, hasır demir


hasır demir
Anlamı:

1. isim , isim , mimarlık , mimarlık , isim , isim , mimarlık , mimarlık , Hasır çelik


haşır haşır
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Haşır huşur